Amaçlarına Ulaşamayacaklar

Güldiken açıklamalarında şu görüşlere yer verdi : Değişen dünya düzeni içerisinde Türkiye’nin doğal olarak etkilenmesi sonucu, ülkenin bir yarısı Atatürkçüler diğer yarısı da din grupları olarak yerini alıyor gibi görünmektedir. Şüphesiz hükümet destekli din grupları kendi fikir ve görüşlerini egemen kılmak için şimdi ekonomiyi ve kültür hayatını bırakıp Atatürkçülere ve Atatürkçülüğe saldırmaktadırlar. Tarih ortadadır ve bu nedenle Atatürk’ü dinsiz gören bu anlayış fazla sürmeyecektir. Atatürk’ün dine ve İslamiyet’e bağlılığı konusunda örnekler saymakla bitmez. Bunlardan bazılarını belirtmek gerekirse:

Mustafa Kemal, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde “ Anadolu İslam’ın uyanışıdır.” Şeklindeki konuşmaları ile kongredeki katılımcıların güven duygularını bir kat daha artırmıştır.

· Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş Atatürk tarafından Peygamberimizin kabrinin korunduğunu şöyle aktarıyor: “ Suudi Vahabiler 1926 yılında sınırları içerisindeki tüm mezarları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hz. Muhammed’in mezarına geldiğini öğrenince hızlı bir telgraf çekerek ‘ Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim’ şeklinde uyarıda bulunmuştur ve Hz. Muhammed’in mezarına dokunulmamıştır.”

· İlk TBMM’nin 337 üyesinin 53’ünün din adamlarından oluştuğu şekliyle 23 Nisan 1920 günü açılmıştır. O gün için Mustafa Kemal Cuma gününe denk gelen açılışı Cuma namazı sonrasına erteletmiştir ve meclis dualarla açılmıştır.

· Diyanet İşleri Başkanlığı’na getirilen Rifat Börekçi Hocaya Atatürk; “ Camilerimizde okunan hutbelerden milletimiz tam aydınlanıyor mu? Senden istediğim ayetlere dayanan bir hutbe kitabı hazırlamandır. Milletimizin bu Yüce Kitabı anlayabilmesi için Türkçe hazırlanmasında fayda görüyorum.” Demiştir.

· Mehmet Akif Ersoy’un ömrünün son günlerinde Mithat Cemal Kuntay’a yazdığı mektupta şöyle söz etmektedir: “ Mısır’da 11 yıl kaldım, fakat 11 saat daha kalsaydım artık çıldırırdım. Sana halisane bir fikrimi söyleyeyim mi? İnsanlığın da, Milliyetçiliğin de, Hürriyetçiliğin de, Müslümanlığın da Türkiye’de olduğunu anladım. Allah benim ömrümden alıp Mustafa Kemal’e versin.”

· Başkomutanlık Meydan Muharebesi sırasında 26 Ağustos 1922’ye rastlayan gün Atatürk’ün ellerini semaya açarak “ Yarabbi Sen Türk Ordusu’nu muzaffer et” diye dua ettiği belirtilmektedir.

· Radyolardan Kur’an ve Mevlit okunması Atatürk’ün talimatıyla gerçekleştirilmiş ve Cumhuriyet döneminde ilk kez Müslüman çocuğuna din dersleri kitapları okutulmaya başlanmıştır.

· Atatürk “ Allah büyük bir kuvvettir. O’na daima inanmak lazımdır.” Der.

· Atatürk 1923 yılında bir konuşmasında “ Allah’ın emri çok çalışmaktır. İtiraf ederim ki düşmanlarımız çok çalışıyor. Biz onlardan daha çok çalışmaya mecburuz.” Demiştir.

· Atatürk Türkiye’yi İslam uyanışının merkezi yapmak için ilk İslam Kongresini Libyalı Şeyh Ahmet Sunusi başkanlığında 18 Şubat 1921’de Sivas Cami-i Kebir’de toplamıştır.

· Atatürk Meclisten çıkarttığı bir kararla Kur’an-ı Kerim’in Türkçeye çevrilmesini sağlamıştır. Elmamlılı Hamdi Yazır tarafından 9 cilt halinde yapılan tefsirin her cildi on bin adet basılmış, sekiz bin adetinin ücreti bizzat Atatürk tarafından ödenmiş ve Anadolu’ya ücretsiz dağıtılarak halkın dinini aracısız ve doğru olarak öğrenmesi sağlanmaya çalışılmıştır.

· Atatürk, Yunanlıların işgal sırasında yakıp yıktıkları bir camiyi ( Erzurum Mihalıççık Cami) kendi imkanlarıyla yaptırmış ve diğer camilerin onarımı için karar alarak yeniletip onartmıştır. Bunun da reklamını yapmamıştır.

Bunun gibi daha birçok konuda Mustafa Kemal Atatürk, İslamiyet’in akla ve mantığa en uygun din olduğunu ve bu nedenle de son din olduğunu belirten konuşma ve uygulamaları vardır. Bu sebepledir ki İslam dininin doğru anlaşılması, hak ve hukuka bağlı olunması gerekir. İslam dinini doğru anlayan ve özümseyen yurttaşlar Atatürk’ün ne kadar dine bağlı ve saygılı olduğunu görürler.