Armudun İyisini Ayılar Yermiş

Sinsi bir kalabalık yine ayaklandı. Sessizce yürüme numaraları yapılıyor. Ancak bu defa gözle görülür bir birlik oluşmuyor. Yeni kağıtlar göklerden yağmur misali cebe akarken, kalabalık yerini secdeye bırakıyor.

Ardı arkası kesilmeyen telefonlara inat, tek bir açıklama gereği bulunmuyor. Cansız bir bedenin günler önce bir inşaatta unutulması da bu umursamazlığın kanıtı gibi. Oysa ne insanın ne de hayvanın bir anlam teşkil etmediği şu zamanda, vicdani değeri kağıtlarla kıyaslayan bir kural bütünlüğü var.

Son yapılan araştırmalar doğrultusunda, yurt ve apartlara bir düzenleme getirildi. Kişi sayısından, güvenliğine , çevrenin öneminden, uygun bulunursa rehber danışmana kadar değişiklikler yerini peşi sıra aldı.Bu kurallara uymayanlar ne mi olacak? Tabi ki kapatılacak! Belli bir zaman aralığı içinde dolamayan apartlarada aynı işlem uygulanacağı belirtiliyor. Maddeler arasında başından beri uygulanması gerekenler var tabi. Ancak bazı maddeler ise; Bitmemiş İnşaata perde takmak gibi anlamsız. İlk basamak ,emeklenir. İkinci basamak, yürülür . Üçüncü basamak, yola koyulur.

Çiftli sıralara dizilmek yok artık. Ya tekli ya da 3’lü olacaksınız. Öyle sessizce köşemde oturayım, her şey kabulümdür derseniz şayet; Yukarıda çatı yok, hava açık mı açık! Ağustos ayında yer yer sonbahar havası hakim olabiliyorsa şemsiyesiz yolunuza devam etmeye devam edin. Ama arada bedeninizin üstünde taşıdığınız şeyi silin. Belki birgün başkasına lazım olur.

Kağıt sevdası almış gidiyor milleti. Vicdan yoksunu olana lafım yok; Söz meclis dışına… Şimdi bir sirk alanı kurulmuş, kırbaçlanan ayı ortada dans ediyor. Sirk alanın değişmesi farz oldu ama mümkün değil. Çare ayıyı değiştirmek. Amaçdan şaşmamak lazım, malum kağıt sevdası. Tıraşınıda oldun mu şimdi, al bakalım en güzel armut senin. Ye evladım ye! Armudun iyisini ayılar yer… Kalk bakalım şimdi, göster şovunu!!!

Sağda solda uçan kağıtlar, İşin üçkağıdını bilen aslan evlatlarıda var tabi. Değişime gerek kalmadan mühürlenen kilitlerde var tabi. İşin özüne inemeyenler, ayı postunu soymakta bulduysalarda çareyi; Olsun sonuçda amaç belli. Yol taşlıkmış, asfaltmış kime ne yahu!!!

Çıktık mı yola şimdi. Bitmiştir mesele. Dikelim gevşek ağızları, Mühürleyin yeni kapıları. Yeni gösteriler ekranlarda şimdi. Aman göstermeyin sakın, ölümü gizleyin. Kırbaçdan ölen panteri hemen gömün! Kimse duymasın. Sünger gibi bir seyirci varsa, ancak içine çeker. Zaman zaman bastırdığında, tabi ki basmayı bileceksin; O vakit dışa kusar.