Barla'ya 12 Bin Metrekare Müze

Said Nursi'nin Risalei Nur Külliyatı'nın büyük bölümünü telif ettiği Barla'da kendi adıyla bir müze yapılacak.

Yayınlanma:
Güncelleme: 30 Eylül 2013 11:23
Barla'ya 12 Bin Metrekare Müze

Yaklaşık 2 yılda tamamlanması amaçlanan "Barla Bediüzzaman Müzesi" son teknoloji ile Said Nursi hakkında 5 farklı dilde ziyaretçilerine detaylı bilgi sunacak.

Bediüzzaman'ın sürgün hayatından esinlenilen mimari ile yapılacak müzede, Bediüzzaman ve talebelerinin orijinal el yazması eserleri de olacak.

İstanbul İlim Kültür Vakfı Mütevelli heyet üyesi ve Barla Platformu Başkanı Sait Yüce, Bediüzzaman Said Nursi'nin sürgün edildiği Barla'da kaldığı eve yaklaşık 150 metre uzaklıkta bir müze yapılacağını söyledi.

Barla Bediüzzaman Müzesi'nin kurulacağı arsanın alındığını ve projenin de hazır olduğunu ifade eden Yüce, bir kaç ay içinde temelin atılacağını aktardı.

Bediüzzaman'ın Barla'da kaldığı yerlerin ziyaretçi akınına uğradığı ve bu ziyaretçilerin detaylı bilgi alamadıklarını ifade eden Yüce, "Geçen yıl Isparta Valiliği'nin açıklamasıyla 650 bin kişi Barla'yı ziyaret etmiş. Bir kaç yıl içinde bunun bir milyon kişiyi aşması bekleniyor. Dünyanın her tarafından Anadolu'nun her tarafından insanlar aileleriyle beraber Bediüzzaman'ın yaşadığı yerleri görmeye geliyorlar. Ancak gelen bu insanlar sadece Üstad hazretlerinin kaldığı evi ve önündeki çınar ağacını görüyor. Birçok bilginin derinlemesine ulaşmadan Barla'dan ayrılıyorlar. Bu konuda ciddi bir ihtiyaç olduğu fark edildi. Bediüzzaman burada ne yapmış. Hangi eserleri yazmış. Bu eserleri hangi şartlar altında yazmış.

Yakın talebeleri ne zorluklar çekmişler. Onlarla ilgili bilgilere maalesef ulaşamıyorlardı. Bu sebeple böyle bir proje ortaya koyduk." dedi.
Müzenin projesi ile ilgili bilgi veren Yüce, "Yapılacak olan müze Bediüzzaman'ın kaldığı eve 150 metre mesafede 12 bin metrekare bir alanda inşa edilecek. Otoparkları, restoranları, mescitleri ve 4 bin metrekare kapalı bir alanda bir müzesi olacak. Bediüzzaman hazretlerinin doğumundan ölümüne kadar bütün hayatı bu müzede sergilenecek. Vefatında malum bir sepet eşyası vardı. Dünyalı namına her şeyi o kadardı. Onlar olacak bir de çok miktarda el yazıları olacak. Talebelerin yazdığı yazılar. 1927 yılında mesela Haşir Risalesi'nin Mektubat'ın ilk orijinal nüshaları var elimizde. Onlar burada sergilenecek. İlk talebeleri tarafından yazılan risaleler, onlarla ilgili hatıralar. Daha sonra hapishane dönemi ile ilgili hatıralar bire bir canlı orijinal bir şekilde sergilenecek.

Müze içinde üstadın telif ettiği 130 parçadan oluşan risalelerin her biri ile ilgili ayrı ayrı kaideler oluşturulacak. Her bir risale için farklı bir kaide olacak. Elektronik bu kaidelerde, isteyen herkes kendi dilende risaleler ile ilgili bilgi alabilecek. Türkçe'nin yanı sıra İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca gibi 5 farklı dilde yapılacak." şeklinde konuştu.

Üstadın hayatında çok hicranlı hatıralar olduğunu ifade eden Yüce, "Örneğin bir Hafız Ali'nin Denizli Hapishanesi'nde şehit olması, 1934'te Binbaşı Asım'ın risaleyi nereden aldığı ile ilgili soru üzerine yalan söylememek için "Ya Rab Canımı al" demesinin ardından mahkemede ruhunu teslim etmesi. Onun hem resmi belgeleri Cumhurbaşkanlığı arşivinden, Osmanlı arşivinden, Cumhuriyet arşivlerinden bize intikal eden belgeler bilgiler fotoğrafların orijinalleri burada sergilenecek. Öte yandan Bediüzzaman hakkında çıkan haberler ile ilgili binlerce gazete var. Bunlar da sergilenecek." diye konuştu.

Yüce, yaklaşık 10 milyon TL'ye mal olması beklenen Barla Bediüzzaman Müzesi'nin bir kaç ay sonra da temelini atacaklarını belirterek, 2 yıl içinde tamamlamayı düşündüklerini aktardı. Müzeyi ziyaret edecek herkesin, "Ben bu Risalei Nurları okumalıyım" düşüncesi ile buradan ayrılacağını böyle bir amaçla bu çalışmanın içine girdiklerini sözlerine ekledi.
Proje Mimarı Muhammed Said Uyar, projenin bir mesuliyeti olduğunu ifade ederek, buradaki sorumluluğun Bediüzzaman ve davayı anlatmak olduğunu söyledi. Bediüzzaman'ın esaret hayatından esinlenerek bir mimarı yapı oluşturduklarını ifade eden Uyar, "Müzedeki yapıya dikkat ederseniz, pencereler hapishane pencereleri gibi. Avlu ise hapishane avlusu gibidir. Müzeye giren insanı o döneme götürmektir amacımız. O hayatın içinde gezdirmektir." dedi.

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum