Bazı Sesleri Daha İyi Duymak Lazım

Demokrat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ve Ajans32 Editörü Bora Tüfekli Yazdı...

Yayınlanma:
Güncelleme: 02 Eylül 2016 13:36
Bazı Sesleri Daha İyi Duymak Lazım

Bazı sesleri daha iyi duymak lazım…

Sadece para sesinin değerli zannedildiği günümüzde, bazı seslerin değerini daha iyi anlamak lazım…

Yokken anlaşılır birçok şeyin değeri ya; varken anlamak lazım, en azından anlamaya çalışmak lazım.

Son dönemin popüler şarkılarından birinde “Seni kaybetmenin korkularını bir yenebilsem” diyor… Yenmemek lazım o korkuyu. O korkuyla yaşamak ve o korkuya göre şekillenmek lazım…

“ya kaybedersem”, deyip emek harcamak lazım… Emeğin en yüce değer olduğunu unutmadan.

Geçen günlerde bu sayfalarda sizinle bir haber paylaştık. Bir çocuğun sitemini anlatmıştı İl Genel Meclisi Başkanı Ali Bolat… Bir köyde bir çocuğun sitemini…

Köy çocuklarının sitemleri, öfkeleri, sevinçleri, acıları, hüzünleri en gerçek şeydir aslında. O gerçeği görmek, o sesi duymak önemli.

Buradan Ali Bolat’a teşekkür edelim önce o sesi duyduğu için.

Yazının başında dedik ya; “Bazı sesleri iyi duymak lazım” işte o bazı seslerin içinde en önemlisi çocuk sesi olsa gerek.

Hemen o sitemi hatırlayalım; “Kravatlı, takım elbiseli amcalar bir köye gider. Köyün meraklı afacanları hayatlarında çok sık görmedikleri siyah arabalardan inen kravatlı amcalara bakarlar… Afacanların içinden zannımca en afacan olanı kravatlı amcalardan birinin yanına yanaşır;

- Sen Kimsin?
- Ben başkanım
- Ne iş yapıyorsunuz ki siz?
- İşte buralara hizmet getiriyoruz. Kaldırım taşları falan yapıyoruz. Kilit taşları yapıyoruz. Yolları yapıyoruz.
- İyi de bana ne kaldırım taşından, yoldan. Şehirde çocuklar güzel güzel parklarda oynuyorlar. Salıncaklara binip, kaydıraklardan kayıyorlar. Biz de park istiyoruz. Parklarda oynamak istiyoruz.

Muhabbetin devamı nasıl gelişti ne oldu bilmiyorum. Ama 8 yaşındaki o afacanın sesi, Ali Bolat’ın şahsında bütün İl Genel Meclisi’nde duyuldu. İl Genel Meclisi 175 köye çocuk parkı yaptı.

Dedik ya bazı sesleri iyi duymak lazım… İşte o bazı seslerin en önemlisi çocuk sesi…

Eğer dünya Bodrum’da cansız bedeni sahile vuran Aylan Bebek’in sesini duysaydı…

Eğer dünya annesinin ve babasının akıbetinden habersiz, ambulans sedyesinden korkak ve ürkek gözlerle acı çeken o çocuğun sesini duysaydı daha başka bir dünyada nefes alıyor olmaz mıydık?

Eğer vicdanlarımız Gaziantep’teki 9 aylık bebeğe tecavüz edilirken o bebeğin sesini duysaydı başka bir dünya da nefes alıyor olmaz mıydık? Uzar gider… Siz anladınız demek istediğimi…

***
Aydınlığa en yakın zaman…
Karanlık günler yaşıyoruz… aydınlığa en yakın zamanın karanlığın en zifiri anı olduğunu bilerek.

İşte şimdi; YURTTAŞ olma zamanı… Tarikat, cemaat, o parti, bu parti değil. Yurttaş olma zamanı.

FETÖ’ye yönelik operasyonların hız kesmeden sürdüğü şu günlerde, avuçlarını ovuşturarak “FETÖ gidiyor, kadrolaşma zamanı bizim tarikatta, bizim cemaatte” diyenlere prim vermeden yurttaş olma zamanı… Ülkesine, milletine, ulusuna bağlı yurttaş…

***
ABD başkan yardımcısını havalimanında vali yardımcısı karşılamış. Muhtarlar ise bu duruma tepkili! "Biz dururken niye zahmet etmişler..."

***

Şair Ataol Behramoğlu, bitirsin yazıyı… O güzel dizeleriyle;

“Yıkılma sakın geçerken günler
Yaralayarak gençliğini
Onurlu, güzel geleceklerin
Biziz habercileri düşün ki
Ve halkın bağrında bir inci gibi
Büyüyüp gelişmektedir zafer”

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.