‘Bu Dava Gönül Davasıdır’

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman geçtiğimiz gün Saadet Partisi Isparta İl ve Merkez İlçe Teşkilatını ziyaret etti.

Yayınlanma:
Güncelleme: 25 Temmuz 2012 12:33
‘Bu Dava Gönül Davasıdır’

Dünyada günün gelişen siyasi olayları karşısında Türkiye’nin içinde bulunmuş olduğu durumu ve bu durum karşısında “Saadet Partisinin davasında ne kadar haklı olduğunu belirten Yalman,” Bu dava gönül davası, bu dava Adem A.S. ile başlayan inanç davası, biz hak davanın mücadelesini veriyoruz diyerek bu çalışmalarımızı yapmak mecburiyetindeyiz. Davamız büyüktür, mesuliyetimizin büyüklüğündendir” dedi.

Yalman konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Daha önce Saadet Partisi Genel başkanı iken yanındaki bir takım avâneleri ile birlikte babaocağından ayrılıp has partiyi kuran ve geçen ve daha sonrada yine başbakan Tayyip tarafından kandırılıp Akp ye geçen Numan Kurtulmuşun da bu geçiş esnasında söylemi “fikirlerimiz olgunlaştı” ibaresinin altında yatan gerçekleri araştırmak bu ülkeden yaşayan herkesin peşinden gitmesi gereken bir sorudur. Çünkü küresel ekonomik karşısında hiç biriside ben faize karşıyım demiyor, ımf ye dünya bankasına karşıyım diyen var mı? Yok, bütün partiler bir araya gelse sözde değil özde onların birleştikleri şey AB hepside AB’yi savunan, faizi savunan insanlar, biz ise 40 yıldır bu memlette tek bir şey peşinde idik yinede onun savunucuları olarak Hakk’ın ve Adaletin Hakimiyeti ile yer yüzünde bir mücahit olarak çalışmanın gayretinde olacağız.

Bizim sayısal çoğunluğumuza bakmayacaksınız Bizim ağırlığımız her zaman için taşımış olduğumuz İZZET VE ŞEREFTEN oluşur. 1gr altınla 1 ton demir aynı değildir. Arasında farkı görmek lazım bizim davamız millet memleket ümmet davasıdır yani bu ülke soyuluyor, bu ülkede ahlaksızlık artıyor, bu ülke İslam Coğrafyasıyla savaşa götürülüyor, geçen hafta içinde Genel Başkanımız Tunus ve Fatsa idi, biz oraya gitmedik, onlar bizi oraya çağırdı, neden biliyor musunuz? Her ne kadar koalisyonla meydana gelmiş bir hükümet olmasına rağmen Tunus’ta “Biz ne yapacağız” diye bizden yardımcı olmamızı istiyorlar, neden iktidar partisinden çağırmıyorlar, ikincisi biz 20 yıldır İslam birliği kurma çalışmalarını yapıyoruz. Bizden İslam Birliğini kurmamızı istiyorlar, fakat Tayyib beyin ağzında böyle bir şey yok ancak o Avrupa Birliğini düşünmekle uğraşıyor, ne pahasına olursa olsun gireceğiz Avrupa birliğine diyor.

Şöyle bir ülkede yaşıyoruz, muhterem kardeşlerim, Memurunun Maaşını Uluslar arası finans merkezleri belirliyor, %4 diyor %5 yapamazsın diyor. Memuruna vereceği maaşı dışarıdan emir alarak yapmamın gayretinde olan bir hükümetten siz ne beklersiniz ki.

Bu dava gönül davası, bu dava Adem A.S. ile başlayan inanç davası, biz hak davanın mücadelesini veriyoruz diyerek bu çalışmalarımızı yapmak mecburiyetindeyiz. Davamız büyüktür, mesuliyetimizin büyüklüğündendir.
Muhterem kardeşlerim Türkiye’deki Müslümanlar, dünya’daki Müslümanlar, İslam coğrafyasındaki Müslümanlar, biz bunlara yardım götürmekle mecbur ve mahkumuz, bu doğruları ve yanlışları bile bile yanlışlara gidenler mesuliyet altındadırlar, Tayyib bey Irak işgaline evet dedi mi? Afganistan işgaline evet dedi mi? Pakistan’ın bombalanmasına evet diyor mu, İsrail korunmasına evet dedimi, libyanın işgaline evet dedimi, füze rampaları kuruldu iran ve İsraili korumak için, bu tür yanlışları biz söylemez isek bunları söyleyende olmuyor, onun için biz ikaz vazifemizi, nasihat çekme vazifemizi, dikkat çekme vazifemizi yapmaya çalışıyoruz yapmaya da devam edeceğiz.

Cenabı Hak hiç birimizi onlarda dahil sırati müstakimden doğru yoldan ayırmasın. Birbirimize duamız odur, Allah yar ve yardımcımız olsun.

Şu anda ekonomik program olarak tamamen derviş modeli devam etmektedir. Şu anda tüm Türkiye’de bütün memur ve işçilere ödenen para 26 milyar eski parala 26 katrilyon, yine aynı Türkiye’de faize ödenen para 22 milyar eski parayla 22 katrilyon bu da sadece 300-500 küsür zenginin cebine giren para. Türkiye’mizde sömürü korkunç boyutlarda devam etmektedir.

Eğer Türkiye’mizi 10 katlı bir apartmana benzetirsek, dışarıdan baktığınız zaman boyasıyla badanasıyla her şeyiyle dört dörtlük. Ama gelin görün ki içine girdiğiniz zaman yoksulluk, sefalet, bir tarafta köpeğine mamasını Avrupa’dan getiren zengin diğer taraftan çöplükten günlük yiyeceğini çıkarmaya çalışan insanımız bir taraftan bunları gözler önüne sermek mecburiyetindeyiz.”

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.