Çarıkçı'dan Bomba Açıklamalar

Çarıkçı'dan Bomba Açıklamalar

Yayınlanma:
Güncelleme: 24 Şubat 2015 11:19
Çarıkçı'dan Bomba Açıklamalar

1993 yılında ‘Araştırma Görevlisi’ unvanı ile bilim yuvasına katılan Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı, SDÜ Rektörlüğü için ‘Bilim İnsanları ve toplumsal mutabakat sonucunda’ sahaya çıktıklarını söylüyor.

ACI ÇEKİYORUM
YÖK ve Ulusal Ajans’ta Bologna Uzmanı olarak görev yaptığı süreçte ‘Pilotaj’, ‘Bakım- Onarım’ ve ‘Yer Hizmetleri’ lisans eğitimi verecek bir proje geliştirdiklerini; ancak bunun hayata geçirilmediğini anlatan Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı, “bu benim iç ağrımdır. Isparta Havacılık Üssü bağlamında büyük bir artı değer kazanacaktı” dedi.

BİLİM ASLINA DÖNECEK
Şu anda Süleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) arzu edilen tek unsurun ‘huzur’ olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çarıkçı: “Bunu ivedilikle sağlayacağız. Bilim yuvası özüne dönecek: - Araştırma. – Eğitim. – Toplumsal katkı… Araştırma Görevlisi ABD’de, İngiltere’de, Almanya’da, İstanbul’da çalışmalı. O iklimi teneffüs etmeli.

BENİM BİR HAYALİM VAR
Çok geç kalınmış bir nokta var: TÜBİTAK, Türkiye’de her üniversiteye Büyük Teleskop Projesi geliştirdi. SDÜ, bundan faydalanmadı. Benim bir hayalim var: Çocuk Bilim Merkezi ve Planeteryum… Çok geç kalınmış bir projedir. Rektörlük Dönemi’nde hayata geçireceğiz.

40 MİLYON TL BORCU VAR
SDÜ Hastaneleri’nin 40 Milyon TL borcu var. Teknolojisi 15 yıl geride. Yeni inşa edilecek Bölge Sağlık Kampusu ile rekabet edebilmesinin imkânı yok. Çok ivedi şekilde mali bütçe disiplini getireceğiz. Çok çalışıp hak ettiği oranda Döner Sermaye alamayan grup var. Çözeceğiz.

100 YILLIK KATKI SAĞLAYACAĞIZ
Burası bir Bilim Yuvası… Temeli de laboratuvar, araştırmadır. Bizim Mühendislik Fakültesi’nin alanı 30 Bin m2. ODTÜ’de sadece 1 bölümün alanı 25 Bin m2. ODTÜ’nün 20 laboratuvarı var. Bizim 2- 3. Kimya Bölümü’nü söyleyeyim size. Laboratuvar dersliklerin altında. Bir gün patlayacak, yanacak… Bizim SDÜ’ye 100 yıllık katkımız Laboratuvar olacak.

TEK ÖLÇÜ HAK VE LİYAKAT
Bizim dönemimizde kişi özlük haklarını düşünmeyecek. Sırası gelen ve liyakatı olan atanacak. Asistan proje alt ve üst yapısı istiyor. Altyapı laboratuvar, üstyapı zihinsel özgürlük. Bunu sağlayacağız. Harvard’ta 10 Milyon kitap var. ODTÜ’de, İTÜ’de, Boğaziçi’nde 500 Bin kitap var. Bizde ise 135 Bin. En az 500 Bin seviyesine çıkarmamız gerekiyor.

AKDENİZ:
Süleyman Demirel Üniversitesi 1992 yılında kuruldu. Siz 1993’te Araştırma Görevlisi olarak başladınız. Yurt dışı ve yurt içi görevleriniz de oldu. Ancak SDÜ’den hiç kopmadınız. Şimdi de ekip olarak yönetime talipsiniz. Hedefiniz nedir?

PROF. DR. İLKER ÇARIKÇI:
Bizim için adanmış bir hayat… İlham veren bir bilim yuvası düşlüyoruz.
Yola çıkarken bilim dünyasında bir mutabakat aradık. Bulduk. Toplumda aradık. Bulduk. Ve adaylığımızı açıkladık.
SDÜ maceram hep fırtınalı oldu. Çok çile çektim. Asistanlığımdan bu yana hep bir kırılma anı ile karşılaştım.
SDÜ’de 4 yılı şöyle özetleyebilirim: Huzur istiyor
Önceliğimiz huzur inşa etmek olacak.
28 Şubat sürecinde hakkı gasp edilmiş biri olarak söz veriyorum ki herkesin özlük haklarını koruyacağız. Sırası gelen ve liyakatı olan atanacak.

Ben ilham veren bir üniversite istiyorum
Ben Araştırma Görevlileri’nin Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Almanya, İstanbul’da araştırma yapmasını dilerim. Bunun yolunu açacağız
Geçmişte, bu bağlamda yolumuz çok kapanmıştır.
O acı deneyimleri SDÜ’de görev yapan kimselere yaşatmayacağız.
Şunun da altını çok net bir çizgi ile çizmek isterim ki; Isparta, Çetin Büyükvanlı, Ahmet Tevfik Köse, Coşkun Tosun ve Yaşar Aksoylar’ı unutmamalıdır.
Onlar ki SDÜ için öyle kritik bir anda öyle kritik dokunuşlar; hamleler yapmışlardır ki… Bunlar unutulmamalı.

AKDENİZ:
Adaylığınızı açıkladığınız süreçte Kurtuba örneklemini yapmıştınız. Burada detaylandırır mısınız?

PROF. DR. İLKER ÇARIKÇI
Yeni dönemde Süleyman Demirel Üniversitesi'ni (SDÜ) ilham veren bir bilim yuvası olarak düşlüyoruz. Akademisyeni, öğrencisi ve memuruyla, tüm insanının birbirine saygı duyduğu bir yaşam alanı...
Kampus’tan içeri girildiği andan itibaren huzurun ve çalışma isteğinin zirvede olduğu bir yaşam alanı... Bilimsel merakın üst düzeye taşındığı ve insanların özlemini hissettikleri şevkle bilim konuştuğu bir yaşam alanı...
Bahsettiğimiz ortamın karşılığı, yaşanmış örnekliği köklerimizde zaten var. Endülüs’ü hatırlayın... Endülüs’ün başkentliğini yapmış Kurtuba’yı, şimdiki adıyla Cordoba’yı... Günümüz üniversitelerinin kökenidir Kurtuba... Onuncu yüzyılın cazibe merkezi, rönesans ve reformun gerçekleşmesinin en önemli sebeplerinden biridir Kurtuba... Bilim ve özgür düşünceyi insanların iliklerine kadar hissettikleri, sanat ve mimaride döneminin en ileri şehridir Kurtuba... Her dinin insanının iç içe yaşadığı ve her dinin insanından üst düzey bilim adamları yetiştirmiş, dünyanın ilk üniversitelerinin tohumlarını atmış şehirdir Kurtuba... Batıya ilim ve fen aşkını aşılayan, ilim öğrenmek için tüm dünyadan akın edilen bilim ve sanat merkezidir Kurtuba... Eğitim ve araştırmadır, yani üniversitedir Kurtuba...
Neden Süleyman Demirel Üniversitesi böyle bir yaşam alanı olmasın? Bilimsel merakın ve araştırmanın üst seviyelere taşındığı, gerçek bilgiye ulaşmanın en büyük kaygı olduğu bir yaşam alanı istiyoruz. “Üniversite yönetimi böyle bir ortamı hazırlamakla sorumludur” diyoruz. Ne zaman ki bir Süleyman Demirel Üniversitesi mensubu “SDÜ benim için hayattır” derse, işte biz o zaman tam anlamıyla üniversite olduk diyeceğiz…

SDÜ’ye yapabileceğimiz 100 yıllık
katkı Laboratuvarlar olacak
SDÜ Rektör Adayı Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı, ‘eğitim ve araştırma’ süreci için en değer verecekleri unsurun laboratuvar olacağını kaydetti, çarpan veriler paylaştı:
Temel Bilimler’de, Mühendislik Bilimleri’nde çok ciddi laboratuvarlar ihtiyaç var.
Kimseyi kandıramazsınız. Mühendislik Fakültesi yüzölçümü bizde 30 Bin m2
Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) sadece bir bölümünde 25 Bin m2 var.
20 Laboratuvarı var. Bizde 2- 3 adet

BİR GÜN PATLAYACAK
Kimya Bölümü’nden örnek paylaşayım. Laboratuvar, alt kattı. Dersliklerin altında. Bir gün yanacak. Patlayacak. Tıp’ta altyapı yetersiz.

SDÜ’ye yapabileceğimiz 100 yıllık katkı laboratuvarlar olacak.
Galatasaray Üniversitesi’nde
Doktora yapan bir kişi getirdim
‘Paralel değil’ diye almadılar
kimi kandırıyorlar
İletişim Fakültesi Kurucu Dekanlığı’ndan istifa eden Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı, yaşananları şöyle özetledi:

“Ben Paralelci kadrolaşmaya karşı çıktığım için istifa ettim.
Doktorasını Galatasaray Üniversitesi’nde yapan bir arkadaş getirmiştim. ‘Paralel değil’ diye almadılar.

Hedefleri
- İnsanla anlam kazanan, insan için var olan, hakikatin peşinde, geçmişten aldığı güçle yüzünü geleceğe dönmüş lider bir üniversite.

- Bilme arzusuna yitik bir hazine gibi değer veren, toplumsal meselelere bilimsel çözümler üretme konusundaki her türlü gayreti destekleyen bir üniversite.

- Özgür bir ortamda olduğunu hisseden çalışanlarıyla ve her türlü bilimsel merakı destekleyecek imkânlarla istikrarlı ve gurur verici bir akademik başarı.

- Küresel eğitim talebini karşılayabilecek niteliklerle donatılmış, dijital platformların eğitim materyali olarak yaygın ve etkin şekilde kullanıldığı, disiplinler arası eğitim ve araştırma hevesini uyandıran ayrıcalıklı ve uluslararası bir üniversite.

- Hak ve adaleti esas alan, liyakati önceleyen, akademik gayret ve başarının iade-i itibarının sağlandığı huzurlu ve güvenli bir üniversite.

- Gelir ve giderlerini, bütün organlarının yönetim kurulu kararlarını şeffaflık prensibi çerçevesinde çalışanlarıyla paylaşan ve yönetimde hesap verilebilirliği ilke edinen bir üniversite.

- Karar alma süreçlerinde şeffaf, istişâri mekanizmaları etkin bir şekilde işleten, uzman görüşlerini dikkate alan katılımcı bir üniversite.
- Herhangi bir baskı grubunun veya siyasi ideolojinin insan haysiyetini ve şerefini hiçe sayan tahakkümüne izin vermeyen, idari, mali ve akademik özerkliğini sağlamış bir üniversite.

İFTİRA
« SDÜ’ye kurulduğu yıl Araştırma Görevlisi olarak girdim. Ve hâlâ devam ediyorum. 28 Şubat sürecinde en büyük eziyetleri çekmiş biriyim. 2 yıl kadro alamadım. Paralelcilerden 28 Şubat’ta eziyet yaşamış bir kişi bile olmadı. Ayrıca eşim de 28 Şubat dönemi üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı. – ‘Paralelci’ iftirası ne yapsalar bana yapışmaz.

Artık gizlenme yöntemleri şu: Paralelciler, paralelci olmayanları paralelci diye yaftalamaya çalışıyorlar. Gaye kendilerini gizlemek… İletişim Fakültesi için Galatasaray Üniversitesi’nden Doktora yapan arkadaş getirdim. Paralelci değil diye almadılar. İstifa etim. Başörtüsünü açmamak için üniversiteyi bırakmış aileyiz. Bunların arasında başörtüsünden okul bırakmış bir kişi bulamazsınız. Paralelciler başörtüsü için ne diyor? Füruat…. »

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum