Cemal Kurt 'Yaşasın 8 Mart'

Belediye-İş Sendikası Şube Başkanı Cemal Kurt, 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle yaptığı açıklamada; “Yüzyıldır yürüttüğü özgürleşme mücadelesinin hatırlandığı, kadınların güncel taleplerini haykırdıkları gündür” dedi.

Yayınlanma:
Cemal Kurt 'Yaşasın 8 Mart'

Belediye-İş Sendikası Şube Başkanı Cemal Kurt, 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle yaptığı açıklamada; “Yüzyıldır yürüttüğü özgürleşme mücadelesinin hatırlandığı, kadınların güncel taleplerini haykırdıkları gündür” dedi.

Başkan Kurt konu ile ilgili basın bildirisinde ise; “Bugün, 8 Mart 1857’de ABD’nin New York şehrinde konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40.000 işçinin, insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı isyan ettiği ve 129 işçinin can verdiği gün. Bugün, “8 saatlik işgünü!”, “Eşit işe, eşit ücret!”, “Sendikalaşma ve oy hakkı!” talebiyle, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak için mücadeleye başladığı gün.  Ülkemizde, gazetelerin kadın sayfaları, kadın ekleri var. Televizyonların kadın programları, partilerin kadın kolları, kadın kotaları, hükümetlerin kadından sorumlu bakanları, kadın matineleri var, kadın dergileri var, kadın sığınma evleri, kadın dernekleri var. Dışarıdan bakıldığında ülkemizde her şey kadınlar içinmiş gibi görünüyor. Oysa gerçekler, göründüğü gibi değil. Kadına yönelik şiddetin azalmadan sürdüğü, her dört kadından birinin şiddet mağduru olduğu, son 7 yılda kadın cinayetlerinin, yüzde 1400 arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Toplumun zihnine, flört’ün  “kızlar için tuzak”, kadının asli görevinin ise, “çocuk bakımı ve ev işleri” olduğunun her gün ilmik, ilmik işlendiği bir ülkede yaşıyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde, kadına karşı “şiddetten” mahkûmiyet alarak, bir ilk’i gerçekleştiren bir ülkede yaşıyoruz. Anayasa referandumunda demokrasi havarilerinin ağzına sakız ettiği, “kadın ve çocuklara pozitif ayrımcılık” maddesinin süs olarak durduğu,  tecavüz suçunun “suç” olmaktan çıkartılıp, “hastalık” kategorisine sokulmaya çalışıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Kadın mağdurların ipe sapa gelmez gerekçelerle “failleştiği” faillerin ise “mağdura” dönüştürüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. Nüfusunun % 49,8’ini kadın olduğu halde, kadınların istihdama katılım oranının, sadece yüzde 24 olduğu, kadının yaşamın tüm alanlarından dışlandığı bir ülkede yaşıyoruz. Kadınların adeta “öldürülenler ve öldürülmeden tüketilenler” olarak ikiye ayrıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Kadını “değersizleştiren, güvenilmez” kılan, ayrımcı, cinsiyetçi söylemin egemen kılınmaya çalışıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Torba yasayla, kadın-erkek, özel-kamu demeden “insan sömürüsünün' kuralsız ve esnek çalışmanın alternatifsiz tek model olarak dayatıldığı, uygulanmaya çalışıldığı bir ülkede yaşıyoruz.

Bugün, 8 Mart’ta, 8 Mart’ı sıradan bir “kadınlar günü”ne indirgeyen, kadını eve hapsedip yaşamın tüm alanlarından koparmak isteyen, kadını köleleştiren cinsiyetçi anlayışlara, kadına yönelik şiddete karşı mücadeledeyiz. Dün olduğu gibi bugün de 8 Mart’ta; eşitlik, bağımsızlık, özgürlük, politik haksızlıkların ortadan kalkması, daha iyi yaşama ve çalışma koşulları elde edebilmek için mücadele ediyoruz. Çünkü kadınların her alanda etkin olması, ülkemizde demokrasinin, barışın, hoşgörünün ve sevginin egemen olması demektir. Biz emekçiler, işte bu bilinçle ve kararlılıkla, 8 Mart’ın tarihsel mücadele geleneğine ve değerlerine sahip çıkıyoruz. Tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyor, özlemini duyduğumuz geleceğin mutlu dünyasının oluşturulması çabalarında kadınların katkılarının belirleyici olacağına inanıyoruz” diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum