İnsan Ölür, Kalır Eseri…!

İnsan Ölür, Kalır Eseri…!

Yayınlanma:
Güncelleme: 29 Mart 2012 16:05
İnsan Ölür, Kalır Eseri…!

Çocukluğum 1976-1989 yılları arasında Aksu caddesindeki “Bey” apartmanında geçti. Yani Bediuzzaman’ın komşusu olarak.

Apartmanımızın yanında bulunan, Bediüzzaman’ın yaşamış olduğu evle Bey Apartmanı’nın arasındaki arsayı oldum olası çukur olarak hatırlarım. Uzunca bir süre neden bu şekilde kaldığını düşünmüşümdür. Birlik Vakfı’nda etkin olarak faaliyet yaptığım dönemlerde ülkemin entelektüellerini Isparta’da konferans vermek üzere misafir etmiştik.

Gelen konuşmacılar –ki onlardan biri de şu anda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği görevini ifa etmekte olan Sayın Prof. Dr. Mustafa İSEN beydir- Bediuzzaman’ın Isparta ve Barla’daki evlerini mutlaka ziyaret etmek isterlerdi. Ben de bu isteklerini keyif ve heyecanla yerine getirmekten büyük haz alırdım. Hele üniversite yıllarımda Bediuzzaman’ın talebeleriyle beraber kalınca, Bediuzzaman’ın 1930’lu yıllarda dünyayı kasıp kavuran, materyalist felsefeden kaynaklanan Allah’ı inkar ve inançsızlıkla vermiş olduğu büyük iman mücadelesini daha da kavradım.

Son günlerdeki Kepeci Mahallesindeki Üstadın evi ve çevresindeki yapılaşmadan dolayı üzüntülerimi sayın hemşerilerimle paylaşmak istiyorum. Hasan Balaman döneminde Üstadın öğrencilerinin de ricası ile evinin bulunduğu ada içinde SİT alanı genişletme çalışması yapılmaya karar verilir. Bir çalışma yapılınca Antalya Anıtlar Bölge Müdürlüğü Hasan Bey’in hazırlamış olduğu yeni SİT projesine tam üç defa ret (olumsuz) cevap verir. Oradaki arsa sahipleri bu durumu değerlendirip yerlerini müteahhide vererek Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’ın kızının çizdiği bir proje ile ruhsat alırlar ve inşaata başlarlar. Oluşan küçük çaplı kamuoyunun da desteği ile Isparta Kültür Müdürlüğü durumdan rahatsız olur ve inşaatı durdurur. Müteahhit de gider Bölge İdare Mahkemesinden yürütmeyi durdurma kararı çıkartarak inşaatı yapmaya yeniden başlar.

Ben belediye meclis üyesi ve iktidar partisinin temsilcisi İsmail TANIŞMAN olarak, bana gelen vatandaşın istihdam taleplerinden biliyorum ki, işsizlik konusunda Sayın Belediye Başkanının sözlerini de hatırlıyorum. Zira şehrimizde sanayi gelişemediği için hemşerilerimize iş imkânı sağlama alternatiflerimizin başında hizmet sektörüne ağırlık vermek ve bacasız sanayi olarak tanımlanan turizmi canlandırmak geliyor. Köyden kente göçün sosyolojik ve ekonomik baskılardan kaçınılmaz hale gelmesi, insanların şehirde yaşamak istemeleri, kentsel işsizliği devasa boyutlara ulaştırdığını ben biliyorum. Mutlaka bu istekler Sayın Belediye Başkanımıza da geliyordur. Bu saatten sonra suçlu arama sevdasında değilim. Böyle bir yerin inşaat projesini de, belediye başkanımızın kızının çizmiş olması da inan beni rahatsız etmiyor. Ancak bugün dünyada inanç turizminin ulaştığı boyutları bildiğim için büyük bir fırsatı heba ediyor olmamız rahatsız ediyor. Bir Konya, bir Urfa, bir Çanakkale, bir Adıyaman örneği geliyor aklıma ve hayıflanıyorum. Konya’nın dünya markası olma adına Mevlana Müzesi etrafında kentsel dönüşüm adına yaptığı çalışmaları görünce tarih sevdalısı ve özgün mimari düşkünü bir Belediye Başkanımızın dünyada sevenlerinin sayısının 200 milyona ulaştığı söylenen Bediuzzaman gibi bir değer için niye bir şeyler yapmadığına anlayamıyorum.

Konya, Adıyaman, Urfa, Hatay ve dünyada ismini sayabileceğimiz daha nice iller inanç turizmi sebebiyle şehri ziyaret eden insanlardan çok büyük katma değerler alırken benim Isparta’mın, yani bizim Isparta’mızın bu katma değeri oluşturamamasına üzülüyorum. Aksu caddesindeki cadde üstü yapılaşma bir yana, yolun öbür tarafında stadyuma doğru mevcut adada kentsel dönüşüm çalışması yapılarak turizm konseptine yeniden niçin kazandırılmasın? Bölge otantik bir mimari tarzla planlanarak; herkesin imrendiği parklar, sosyal tesisler, pansiyonlar, lokantalar, otantik ve nostaljik hediyelik eşya satıcıları ve daha nice özgün mekanlar niye oluşturulamasın? Böylesi bir dönüşümün şehrimize neler kazandırabileceğini bir düşünelim. Şu anda bu amaçla şehrimize gelen 350.000 ve azıcık bir çalışmayla 1.000.000’a ulaşabilecek insanların mutlu olacağı bir şehrin tanıtım değerini ve oluşacak katma değeri tekrar düşünelim.

Şimdi Şehrin emini Belediye Başkanımıza, Bediuzzaman’ın müntesipleri adına, O’nu en az onlar kadar seven tüm Ispartalılar adına ve Ispartamızın geleceği adına ortaya bir şeyler koymayı hatırlatsak ne olur? Burası eğer böyle bu haliyle kalırsa, ki korkarım ki kalacak, bu dönemin belediye başkanı olarak Yusuf Ziya Bey, Bediuzzaman sevenlerinin bilinç altında oluşacak olumsuz kanaat ve veballeri omuzlarında taşıyabilecek mi? Taşıyabilecek miyiz? Ben İsmail TANIŞMAN olarak merkezi yönetimden Cumhurbaşkanı Genel Sekterinden tutunuz, tüm siyasi aktörleri belediye başkanımla buluşturabilir ve bu konuda yapılabilecek ne varsa yapabilirim. Isparta için her şekil ve koşulda hizmete varım, hazırım.

Başkanımıza son sözüm: “Başkanım gel, Gökçay gibi, Çayboyu gibi Isparta’ya hep beraber bir eser kazandıralım. Dünya hayatı çok kısa. Üstad kendi rolünü oynadı gitti. Biz de kendimize düşen görevi yerine getirelim. Hem Bediuzzaman’a çekmiş olduğu bunca sıkıntılardan dolayı hemşerileri olarak, Isparta olarak vefa borcumuzu ödeyelim, hem de şehrimizin ana meselelerinden olan işsizliğe bir nebze merhem olalım. Umarım ki üstadımızın şefaatine hep beraber nail olalım.”

Saygılarımla…

İsmail TANIŞMAN
Ak Parti
Belediye Meclis Üyesi

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum