Isparta ve Burdur'u Büyükşehir Yapacak Öneri

Isparta İl Genel Meclisi Başkanı Osman Zabun, iki il arasındaki yakınlığın birleşmeyi dayattığını söyleyerek, “Bu illere en büyük kötülüğü yapanlar bu illeri geçmişte ayıranlardır” dedi.

ORTAK POTANSİYELLERİMİZ VAR
Göller Bölgesi’nin, sanayi yatırımlarında geri kalmış, ama turizm, tarım, hayvancılık, sağlık ve eğitimde büyük potansiyele sahip illeri Burdur ve Isparta’nın birleşip büyükşehir statüsü kazanması yolunda öneri Isparta’dan geldi. İl Genel Meclisi Başkanı Osman Zabun, birleşmenin her iki ile çok önemli bir sinerji kazandıracağını ve iki sıçratacak bir proje olacağını kaydetti. Zabun, önerinin kamuoyunda tartışılması gerektiğini söyledi

‘CUMHURİYET TARİHİNDE BİR İLK OLUR’
İki ilin ilçeleriyle birlikte en uç kısımlarındaki mesafenin bir çok ilden daha yakın mesafede olduğuna dikkat çeken, Zabun, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa iki ayrı coğrafi birim birleşme talebiyle sesini Ankara’ya duyuracak bu da önemli bir farkındalık yaratacaktır” dedi. Zabun, referandum ve düzenlenecek bir yasayla birleşmenin mümkün olabileceğini söyledi.

Hükümet 13 ilin büyükşehir statüsüne kavuşması için çalışmalarını yürütürken, etrafı büyük şehirlerle dolu Isparta ve Burdur’un da bu statüde yer alması için ilginç bir öneri geldi. Isparta İl Genel Meclisi Başkanı Osman Zabun, iki ilin birleşmesi gerektiğini belirtti.

Bugüne kadar alışıla gelmiş üzere küçük ilçeler büyük ilçe, büyük ilçelerin il olma sevdasında hareket ettiklerine dikkat çeken Zabun, “Büyük ilçeler bir ilden ayrılıp farklı bir idari birim olarak il olmak isterler. Bu çok doğru bir yaklaşım değil. Çünkü küçüldükçe sinerjiniz de küçülür, alanınız daralır, hareket kabiliyetiniz sınırlanır. Bir yandan sivilleşmeyi, demokratik özelliklerinizi, ekonominizin bir kısmını, coğrafyanızın bir kısmını kaybedersiniz. Bu doğru bir yaklaşım değil. İdari birimler güç yeni bir sinerji kazanmak istiyorlarsa bölünmek yerine birleşmeyi gündemlerine almalıdır. Isparta ve Burdur’un birleşmesi her iki ile çok önemli bir sinerji kazandıracak bu proje iki ili birlikte sıçratacak bir proje olacaktır” diye konuştu.

‘HİÇ BİR FARKIMIZ YOK’
Her iki ilin hem kültürel hem yaşam biçimi hem de coğrafi olarak birbirine çok yakın olduklarına dikkat çeken Zabun, “Bir bakıyorsunuz çevrenizdeki illere Antalya’nın doğusu batısı Konya’nın iki ucu Ankara’nın uçları arasındaki mesafe Isparta ile Burdur arasındaki mesafeden daha uzaktır. Ulaşım açısından kaynaşma açısından problem görülmemelidir. Bunun ötesinde Isparta il merkezi ile Burdur merkezi arasında standardı yükseltilmiş bir yol ile merkezler arasında 15,mücavir alanlar arasında 7-8 km.’lik mesafe vardır. Ne Isparta’nın ne Burdur’un en yakın ilçesi iki kente bu kadar yakın mesafede. Dolayısıyla yakınlık aslında birleşmeyi dayatıyor” görüşünü iletti.

‘GÖLKENT ADI NEDEN OLMASIN?’
İki ilin birleşmesini ele alırken ‘biz büyüğüz öbürü küçük parçamız olmalı. O bizden ayrılmış tekrar bize yamalanmalı, Büyük ağabeyiz’ gibi yaklaşımlardan şiddetle uzak durulması gerektiğini, iki eşit arasında bir birleşmeden söz edilmesi gerektiğini ifade eden Zabun, “ Her iki il merkezi de müstakil ilçeler olarak bağımsızlığını korumalıdır. Ama iki il birleşip yeni bir isimle mesela Gölkent veya Gülkent adıyla her iki ilin tarihi coğrafi misyonuna uygun düşen bir ismi olmalı. Burdur ve Isparta merkez ilçe olarak diğer ilçelerle birlikte büyük vilayetin ilçesi olarak varlığını muhafaza eder. Büyükşehir oluşumu her iki ilin ortasındaki bir alanda (örneğin Gelincik köyü bunun için uygun bir mekan) gerçekleştirilebilir” görüşünü iletti.

‘EN BÜYÜK KÖTÜLÜĞÜ BU İLLERİ AYIRANLAR YAPMIŞ’
Büyükşehir denildiğinde bir çok potansiyelin birleşmiş olacağını kaydeden Osman Zabun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Tarım ve hayvancılığa dayalı potansiyellerimizi büyük bir güç haline dönüştürüyoruz. Tatlı su kaynaklarının revizesi, korunması, geleceğe yönelik olarak projelendirilmesi tek bir elden güçlü biçimde gerçekleştirilebilir. Bunu es geçmemek gerekir. Geleceğin en stratejik konularından biri tatlı su kaynaklarıdır. Allah vermiş. Her iki ilde de su kaynağı çok fazla miktarda var. Bizim yer altı kuyusu açıp petrol aramamıza gerek yok. Önemli olan bizim bu kaynakları koruyup temiz tutmamız. Gelecek nesillere petrol kaynaklarından çok daha değerli bir kaynağı miras olarak bırakabilmek. Ortak kullandığımız bir havalimanı bir OSB var. Her iki ilimizde doğal güzelliklerle bezenmiş. Turizm potansiyelimizi büyük. Çok sayıda milli park var. İki kayak merkezi var. Bunlar çok önemli değerler. Bir başka hususta bunun politik bir yansıması olacak. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa iki ayrı coğrafi birim birleşmek talebiyle sesini Ankara’ya duyuracak buda önemli bir farkındalık yaratacaktır. Bunun sonucunda da büyükşehir belediyesi kurulmuş olacak. Yeni yaklaşımda büyükşehir sınırları il geneli sınırlarını kapsadığından yerel demokrasinin kendisini güçlü hissettirdiği bir yönetim tarzına geçilmiş olunacaktır. Ayrıca büyük şehrin ekonomik kaynakları da çok ciddi anlamda güçlüdür. Bu ekonomik kaynakları da tüm idari birim açısından her iki ilin en ücra noktasına kadar ulaştırılması ciddi bir kazanım olacaktır. İki ili birbirine o kadar girmiş ki Isparta’nın Senir, Kılıç bölgeleri Burdur’a daha yakın. Ağlasun’un Isparta ile olan ilişkileri Burdur’dan daha güçlü. Dolayısıyla bu kadar bütünleşmiş bir şehri ayırmak bence en büyük kötülük. Kaldı ki tarihimizde de bunun kökleri vardır Osmanlının son dönemlerinde her iki il aynı idari birim altında bulunmaktadır. Isparta’yı Burdur’u ayıranlar bu iki ile en büyük kötülüğü yapmışlardır. Bütün resmi ve sivil inisiyatiflerin bu yönde duruş ortaya koyması gerekir. Daha sonrada referandum ve yasayla bu mümkün olabilecektir”

‘ISPARTA BURDUR İSİMLERİ VARLIĞINI KORUYACAK’
Büyükşehir yapılanmasında ilçe belediyelerinin zaten varlığını koruduğunu, köylerin ilçelerin mahalleri haline geldiğini belirten Zabun, “ Isparta ve Burdur merkez ilçe ve belediyesi de varlığını koruyor. Bu kurumlar lağvedilmiyor. Tüm ilçelerin üstünde yeni vilayetle birlikte büyükşehir belediyesi teşkilatı kuruluyor. Büyükşehir statüsüne kavuştuğunda da büyükşehir belediye başkanlığı ve meclis seçimi gerçekleştiriliyor. Bu Mecliste tüm ilçelerin temsilcileri halkın doğrudan seçtiği temsilciler oluyor. Bu durumda tüm il sınırları içerisindeki seçmenler oy kullanarak belediye başkanın seçiyor. Özel İdarelerin yetki sınırları oldukça daraltılıyor ve ikinci kademe de lağvediliyor. Şu anda yaklaşık 13 adet daha büyükşehir belediyesi kurulması gündemde. Büyükşehrin sınırları tüm il sınırları olacak. Burada ilk kademede İl Özel İdarelerinin yetkileri çok daraltılacak. Önümüzdeki süreçte de Özel İdarelerin tamamen lağvedilip yönetimlerin yerel unsurlara bırakılması söz konusu olacak” diye konuştu.