Isparta'da Sonucu Cemaatlerin Tavrı mı Belirleyecek?

Isparta, Demokrat Parti geleneğine bağlı bir kent.
Her ne kadar AKP ve MHP çekişiyor görünse de, bölge halkına göre, AKP’nin Milli Görüş geleneğinden bir tercih yaptığı düşüncesi, MHP’yi yerel seçimlerde öne çıkarabilir.

Bu kanı, partilerin aday seçimlerinden besleniyor.
Zira, MHP ile başa baş giden AKP’nin adayı Nuri Uzaktaş’ın Milli Görüş’e yakın bir isim olarak görülmesi nedeniyle istediği desteği göremeyeceği konuşuluyor.

MHP ise Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’ı yeniden aday gösteriyor.
Günaydın, 1999 yerel seçimlerinde MHP’den oturduğu başkanlık koltuğunu, 2004’te AKP’den Hasan Balaman’a bırakmış, 2009’da ise yine MHP’den aday olarak girdiği seçimleri kazanmıştı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarına yakın isimler hakkında çıkan yolsuzluk iddialarıyla AKP ve Gülen Cemaati arasındaki kavga, Isparta’nın yerel seçim gündemine doğrudan yansıyor.
Said-i Nursi’nin 1926 yılında sürgüne gönderildiği Barla’nın da bağlı olduğu Isparta, Gülen Cemaati’nin yanı sıra Süleyman Hilmi Tunahan’ın önderliğinde kurulan ve ‘Süleymancılar’ olarak bilinen cemaatin de etkin olduğu bir il.

Tunahan’ın torunlarından Ahmet Arif Ahmet Denizolgun, Mesut Yılmaz hükümetinde kısa bir süre Ulaştırma Bakanı olarak görev almış.
Kardeşi Mehmet Denizolgun ise AKP’den iki dönem milletvekili seçilerek siyasi tercihini Erdoğan’dan yana yapınca cemaatin tepesindeki ayrışma farklı illerde, Süleyman Hilmi Tunahan’ı takip edenlere de yansımış.
Isparta’da MHP ve AKP arasındaki yarışın sonucu, Süleymancılar gibi her iki partiye de destek veren grup mensuplarının tercihleriyle belirlenecek.
Fakat daha birkaç yıl öncesine kadar İstanbul’da Piyale Kuran Kursu’na ait binanın yıkılması da Süleymancılar ve AKP’nin arasını açan sebeplerden biri olarak gösteriliyor.

Gülen Cemaati’ne yakın isimler ise, çoğunluğun Erdoğan’dan uzaklaşmasına rağmen aralarında ‘AKP’den vazgeçmeyecek küçük bir fraksiyon’ olduğunu belirtiyor.

Eski cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’in de memleketi olan Isparta, demokrat geçmişini geleceğe taşımaya çalışsa da kendilerini temsil edecek partileri, ‘oyları boşa gitmesin’ diye güçlüden yana kullanmaya meyilli.

Isparta Türkiye’deki siyasi ayrışmanın sokağın gündemine doğrudan yansıdığı illerden biri.

'Erdoğan'a sevgim arttı'
Yolsuzluk iddialarına inanmayan Ispartalı kuyumcu Hüseyin Karakılıç, “Eskiden Erdoğan’a sevgim vardı, olaylardan sonra arttı” diyor ve oyunu AKP’den yana kullanacağını söylüyor. Fakat bu tercih de adaydan çok, genel merkeze bağlılıktan kaynaklanıyor.
Ziyaret etme fırsatı bulduğum diğer iç Ege kentlerinde olduğu gibi, Isparta’da da her iki adımda bir aynı gerekçelerle, farklı parti isimleri duymak mümkün.

Pazarda kestane tezgahı açan Hasan Alkız da oyunu MHP’nin yeniden aday gösterdiği Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’dan yana kullanacak. Ama sebebi, “parti değil, Günaydın’ın çalışkan” olması.
Alkız, genel seçim olsa oyunu AKP’den yana kullanacağını söylüyor. AKP’nin adayında ısrarcı olması partiye yerelde oy kaybettiriyor gibi görünüyor.

Birkaç adım ötedeki çay ocağında ise CHP’ye destek ama yine MHP’ye oy çıkıyor.

'Bu hükümet gitsin de'
CHP’nin Isparta adayı Mehmet Lütfü Çakmakçı, AKP ve MHP arasındaki yarışta geri kalsa da partiye ve Kılıçdaroğlu’na gösterilen destek sandıkta yine kemik bir oranda kendini gösterecek gibi görünüyor.
Fakat çay ocağında rastladığım Melih Acun ve Şengül Acun çifti, sıkı birer CHP'li olmalarına rağmen “oyları boşa gitmesin” diye MHP’ye oy vereceklerini söylüyorlar.

“Belediyede ister CHP, ister MHP olsun, bu hükümet gitsin de hangisi gelirse gelsin” diyorlar. Fakat onlar da genel seçim olsa CHP’den vazgeçmeyeceklerini söylüyor.

Şengün Acun, daha önce İzmir’de ve Denizli’de de işittiğim bir görüşü paylaşıyor: “AKP hükümetine karşı cemaatle ittifak yapılacaksa yapılsın. Eskiden Cemaat baş düşmanımdı şimdi sevmeye başladık.”

Ama bu görüşün yalnızca bu seçimle ilgili olduğunu da belirtiyorlar.
Acun çiftine eşlik eden Tekirdağ’lı arkadaşları Mehmet Sivrikaya da “Zaten biz CHP’yiz” diyor ve Tekirdağ’ın iç Ege’den farklı olarak MHP ile CHP’nin adının yan yana anılmadığını ifade ediyor.

Bu bölgelerde, kıyılara oranla “Güçlü olan kazansın” algısının yerleştiği görülüyor. Bu dengede de kentlerin muhafazakar, demokrat ve liberal yapısına göre ya CHP ya da MHP öne çıkıyor.

AKP’nin cemaatlerin önde gelen isimleriyle, halk arasında sevilen sayılan işadamları, kanaat önderlerini yanına çektiği 2002 sonrasında kazandığı desteği pekiştirdiği, kimi bölgelerde zayıflar gibi görünse de ''kemikleşmiş seçmenlerini'' kaybetmediği görülüyor.

Isparta halkına göre de AKP oy kaybı yaşarsa; bunda aday tercihi büyük rol oynamış olacak.