Isparta'daki Binalar Mercek Altına Alınacak

Van’da meydana gelen yıkıcı depremin ardından, birinci derece deprem kuşağında yer alan Isparta’nın şiddetli bir depremde binalarının ayakta kalabilmesi için Süleyman Demirel Üniversitesi’nin deprem master planı yapalım çağrısı yanıt buldu.

Yayınlanma:
Güncelleme: 01 Aralık 2011 13:15
Isparta'daki Binalar Mercek Altına Alınacak

SDÜ Lütfi Çakmakçı Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Isparta Valisi Memduh Oğuz, Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın ve Rektör Hasan İbicioğlu başta olmak üzere tüm kaymakam ve ilçe belediye başkanları katıldı.

“ISPARTA’NIN ETRAFI AKTİF FAYLARLA ÇEVRİLİ”
Toplantının ilk konuşmasını yapan Süleyman Demirel Üniversitesi Deprem Araştırma ve Jeoteknik Merkez Müdürü Yrd. Doç. Mehmet Zakir Kanbur, Isparta’nın etrafının aktif faylarla çevrili olduğunu aktardı. Türkiye nüfusunun yüzde 98’inin deprem riski altında yaşadığını belirten Kanbur, ülke topraklarında M.Ö. 2000 yılından beri hasar yapıcı büyük depremler yaşandığını anımsattı. Yalnızca Cumhuriyetin kuruluşundan buyana ülkemizde 40’dan fazla büyük deprem olduğunu belirten Kanbur, “Türkiye’de 1900’den günümüze 100 bin civarında can kaybı yaşanmıştır. Türkiye’de büyük sanayi kuruluşlarının yüzde98’i deprem bölgelerinde bulunmaktadır. Son yıllarda ülkemizde kentsel alanlarda büyük ölçüde can ve mal kaybına neden olan depremler yaşanmıştır. Bunlar 1992 Erzincan, 1995 Dinar, 1998 Adana-Ceyhan, 1999 Marmara ve son olarak da Van depremidir. Depremlerden sonra ülkemizde meydana gelen yapı hasarlarının ve bunların neden olduğu can, mal ve sosyal kayıpların çok yüksek düzeylerde olması bazı problemlerin varlığını ifade etmektedir. Deprem zararlarının artmasındaki temel sorunlar; depremin fiziksel büyüklüğü, depremin yerleşme alanlarına olan uzaklığı, zeminin yapısı, yapı niteliği, ulusal gelir düzeyi, hızlı nüfus artışı, risk taşıyan bölgelerdeki hızlı, denetimsiz kentleşme ve sanayileşme olarak ele alınabilir” dedi.

KANBUR KENTSEL PLANLAMANIN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ
Depremlerde meydana gelen can ve mal kayıplarının azaltılabilmesi için yapı güvenliğinin sağlanmasının büyük önem arz ettiğini ifade eden Kanbur, “ Ancak, tek başına yeterli değildir. Deprem zararlarının azaltılmasında deprem güvenlikli kentsel alanların planlanması da önemlidir. Sonuç olarak, olası bir deprem sonrası yaşanan olumsuz sonuçlar, sadece yapıların yapım sürecindeki yetersizliklerden değil, kentsel alanları planlama ve uygulamadaki yetersizliklerden, deprem öncesi, anında ve sonrasında yapılması gereken faaliyetlerin gerektirdiği gibi yapılamamasından kaynaklanmaktadır. Şehrimiz Burdur fay hattına sadece 25 km uzaklıktadır. Bu fay 1914 ve bundan 57 sene sonra 1971 yılındaki iki yıkıcı depremi üretmiştir. Son depremin üzerinden 50 yıl geçmiştir ve bu fayın yakın gelecekte yıkıcı bir deprem üretmesi beklenmektedir. Son zamanlarda yaşadığımız mikro deprem aktivitesi yaşadığımız alanın tektonik açıdan aktif olduğunun göstergesidir. Deprem zararlarını azaltma ve depreme hazırlıklı olmak için yukarıda sayılan tedbirlerden bölgesel sorumluluklar çerçevesinde olanlarının ivedilikle yerine getirilmesi gerekmektedir. SDÜ’nün bir öğretim üyesi olarak sadece üniversitenin imkânları ile şehrin değişik alanlarında zeminin sarsınım özellikleri. VS30 ve sismik temel dağılımını ortaya çıkarmak için yaptığım test çalışmalarında ciddi problemler gözlemlediğimi söylemeliyim. Üzülerek söylemeliyim ki şehrimizin 6 km karelik bir alanında yaptığım çalışmada bu kurala uymayan çok sayıda binanın var olduğunu gördüm. Bu durum şehrimizin yapılaşmasında zemin koşullarının dikkate alınmadığını göstermektedir. Diğer taraftan yerleşim alanlarında zeminin gurubunun belirlenmesinde Avrupa standardı olarak Vs30 yani zeminin üst 30 metresinin ortalama kesme dalgası hız değerinin temel alınması istenir. Ayrıca ana kaya derinliğinin ya da sismik temel sayılan sismik tesme dalga hızının 760 m/s olduğu derinliğin belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda Deprem Araştırma ve Jeoteknik Merkez Müdürlüğü olarak yapılacak her türlü çalışmaya, gerek planlama gerek icra konusunda bize düşen katkıyı sağlamaya hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Merkez müdürlüğümüz kontrolünde hâlihazırda 4 adet sismograf istasyonu ve zemin çalışmalarında kullanılabilecek gelişmiş jeofizik cihazları mevcuttur” diye konuştu.

REKTÖR’DEN “HAZIRIZ” MESAJI
Tüm birim ve bölümleriyle üniversitenin deprem master planı yapmak için hazır olduğuna değinen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, ‘Isparta’nın Van olmaması için üniversitenin tüm ilgili birim ve bölümlerle emrinizdeyiz’ mesajı verdi. Rektör İbicioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de sıksık doğal afetler ve depremler yaşıyoruz. Geçtiğimiz yüzyıl meydana gelen depremlerde çok sayıda can ve mal kaybı yaşandı. Ülke olarak geçmişte son 60 yılda yaşarılar depremlerde 100 bin insanımızı kaybetmişiz. Isparta merkezi ve geneli de ülkemizde pek çok yerin olduğu gibi birinci derece deprem kuşağında. 1914 ve 1971 Burdur depremleri Isparta’da hasara ve yıkıma neden olmuştur. Isparta’da yeraltı oldukça hareketli. Son günlerde meydana gelene depremlerde yeraltının aktif olduğunu ortaya koymaktadır. O halde depremle yaşamak zorundayız. Küt inşaat ödlüdür deprem değil bilinciyle hareket ederek Isparta’nın yaşanabilir bir kent haline gelmesini sağlamak zorundayız. Isparta’da deprem zararların azaltmak amacıyla kamu otoriteleri ve mesleki kuruluşların yetkilileri tarafından ortaya konulmuş bir yol haritası bulunmamaktadır. Her zemine bina yapılır ama hangi zemine hangi bina yapılır? İşte bu noktada mevcut binaların depreme dayanıklı hale gelmesi gerekir. İşte deprem master planının yapmak için SDÜ olarak bizler hazırız. Isparta’nın Van olmaması için üniversitenin tüm ilgili birim ve bölümleri ve araştırma merkezleri ile bu sorunun üstesinden gelmeliyiz. Bu konuda kimsenin şüphesi bulunmasın. Deprem konusunda Türkiye’ye örnek olacak projeler çıkarabiliriz. Tüm bölümlerimizle sizlerin emrindeyiz. Binaların kağıt gibi yıkılmadığı insanların güvenli binalarda yaşadığı bir Isparta hedefindeyiz. Bu bilincin Isparta’da siz değerli yerel yöneticilerde olduğunu görmek bana mutluluk veriyor. Üniversite olarak tam desteği vermeye hazırız. Bu toplantıyı bir defa yapıp arkasını bırakmayacağız. Eğere önlem almazsak çok küçük afetler bile kriz olarak karşımıza çıkabilir. Mesele tedbir almak. Biz bu işi yaparız ama iletişimi sizlerle sürekli hale getirmemiz gerekiyor. Bir defa deprem olursa faturasını çok acı ödeyebiliriz. O nedenle sizleri bu konuda rahat bırakmayacağız. Bu toplantı akademik ve insani sorumluluğumuzun uzantısıdır.”

“BİNALAR YIKILSIN YENİDEN YAPILSIN”
Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın da çürük binaların yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini bir kez daha yineledi. Günaydın, “Ben Belediye Meclisi’nde çürük binaların yeniden yıkılıp yapılması gerektiğini söyledim. Acaba radikal kararlar alabiliri miyiz? Şimdi bunun üzerinde çalışıyoruz. Japonya’da 8.5 ve üstünde büyüklüğünde deprem oluyor ama çok az ölüm oluyor. Bu nedenle Türkiye’de ihtiyaç duyulan çadır alanı, kurtarma ekiplerine burada gerek duyulmuyor. Deprem olacak bundan kurtuluş yok o halde hemen eyleme geçmek gerekiyor. Binalarımızın röntgenini çekip 5, 6 ,7 ve üstü büyüklükteki depremlere dayanıklılıklarına göre sınıflandıralım. 1986 yılından sonra yapılan binalarda maalesef yeterli kalitede demir kullanılmadı ve beton 12 olarak döküldü. Beton sulanmadığı için de o binalar çürük. O binalar beton değil toprak. 1986 yılından önce yapılan binaların durum ise daha vahim. 1999 yılından sonra yapılan binalar 7 büyüklüğünde depreme dayanabilecek durumda. Isparta olası bir depremde yıkılan bina sayısı bakımından Van’ı yakalar, Isparta’da ölü sayısı çok olur. Çürük binaların yıkılıp yeniden yapılması gerekir. Bu daha rantabl olacaktır. Ben de SDÜ gibi Belediye olarak her türlü desteğe hazırım. Binaları yeniden yapacaklardan, inşaat ruhsatı parası, imar harcı alamayacağım. Böyle bir durumda ne çadır kentine ne de kurtarma ekiplerine gerek duyulur” diye konuştu.

“Binalarda depreme dayanıklılık testi yapılacak”
Isparta Valisi Memduh Oğuz, ise deprem planının şehir merkeziyle sınırlanmaması gerektiğini kaydetti Vali Oğuz, “Yapılaşmayla ilgili alınacak tüm tedbirler köyler için de geçerli. Köylerin zemini de aynı. Esas hasarın köylerden geleceğini unutmayın. Bugüne kadar hep patalı şehirleşmişiz. Bu toplantıda binaların yıkılması ve hemen yerine yenisinin yapılması gerekiyor. Oysa binanı sağlam olmasının yanı sıra iyi şehirleşmeye de ihtiyaç var. O halde yeniden yapılabilecek binaları kentsel dönüşüm kapsamında başka yerlere yapacağız” dedi.

Isparta’da gece kondu olmadığı için binaların röntgeninin çekilmesine yönelik çalışmanın daha kolay yapılabileceğini aktaran Vali Oğuz, “İl genelindeki tüm binaların en kısa süre içerisinde depreme dayanıklı olup olmadığını tespit edeceğiz” diye konuştu.

Vali Oğuz, “Isparta’da tek tek binaların güvenli olup olmadığını ölçeceğiz. Bunu da Bayındırlık Müdürlüğümüzle birlikte uzman kişilerle yapacağız. Donanımlı bir araç ile binalar kontrol edilecek. Bu konuda teşkilatıma güveniyorum. Bu toplantıya yöne vermesi açısından sadece merkezi değil köyleri de ele almak gerekiyor. Deprem Master planında lojistik uygulamalar, ulaşım yollarının belirlemesi gibi noktalar dikkate alınmalıdır. Yıkılacak binaların tespit edilip o bunların yıkıldıktan sonra kentsel dönüşüm kapsamımda yapılaşmanın nasıl olacağı tartışılmalı. Deprem sırasında teşkilatlanmanın nasıl olacağı planlanmalıdır. Depremde olabilecek diğer hasarlar yangın, telefon hatlarının kapatılması, hastane yıkılması gibi durumları da satırbaşı olarak planlamak zorundasınız. Yerel yönetimler mutlaka vinç ve beton kesme aleti bulundurmalıdır. Umuyorum ki SDÜ’nün hazırlayacağı bu rapor Isparta’ya ışık tutacaktır.

Kutsal kitabımız kuranı kerimde diyor ki zelzele suresinde; o gün insanlar üzerindeki bulunduğu kıyafetlerle şimdi ne yapacaklar diye bırakılır. Yani ölmeyenler. Ayet böyle diyor. Bunların içinde zerre kadar iyilik yapanda, zerre kadar kötülük yapanda karşılığını görür diyor. Yani şu yaptığımız çalışma Kuran da 1400 sene önce yazılmış size biz depremi gönderiyoruz. Ama bu sarsıntı sizi sınava tabi tutmak içindir. Yani binalarınızı güzel yapın, yollarınızı güzel yapın deprem size bir ikazdır ölmeyenlere de bir fırsattır. Şimdi yaptığımız bu toplantıda üniversitemiz bir hayır yapıyor güzel bir iş yapıyor. İnsan olarak ta bize düşen vazife neyse onu yapalım. Bizim görevimiz vazifemiz çürük binalara engel olmak” görüşünü iletti.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum