Mutluluğa Bir Adım Daha Atmak İster Misiniz?

Günlük hayatın stresiyle başa çıkmak kolay değil gibi gelir bir çoğumuza. Oysa sanıldığı kadar zor da değil.

Yayınlanma:
Mutluluğa Bir Adım Daha Atmak İster Misiniz?

Günlük hayatın stresiyle başa çıkmak kolay değil gibi gelir bir çoğumuza. Oysa sanıldığı kadar zor da değil. Belki de tek ihtiyacımız kendimizi keşfetmek. İşte Adım’s Kişisel Gelişim Uzmanlığı, Danışmanlık ve Koçluk Hizmetleri Merkezi size kendinizi keşfetmeniz için bir fırsat sunuyor.

Hayatımızda kararlı adımlarla ilerlersek daha başarılı daha mutlu oluruz. Kararlı sakin adımlarla ilerlemeyi istediğimiz için adımız ‘Adım’ diye anlatıyor Kişisel Gelişim Uzmanı Derya Çimen.

Adım’s adını verdiği merkezinde kişisel gelişim uzmanlığı, danışmanlık ve koçluk hizmetleri, veren Derya Çimen muhabirimizle yaptığı söyleşide Isparta’da ilk ve tek olan Yaşam ve Öğrenci Koçluğu merkezini anlattı.

DOĞRUYU ÖĞRENMEK
Kişinin kendi kendini keşfetmesine aracılık yapıyorum diyen Çimen; “Hedefim mutlu birey oluşturmak. Empati kurmayı aşılamak. Seanslarımın yaş aralığı yok, sadece 12 yaş altına bakmıyorum. 12 ve 18 yaş arası çocukları ise aileleriyle alıyorum.

Aileler ayrı çocuklarla ayrı seanslar düzenliyorum. Okul dershane aile ve çocuk arasında bir köprü oluşturuyorum. Çocuklarla ebeveynler arasında var olan problemleri çözmek için birlikte çalışıyoruz. Öğrenci koçluğunda genel olarak öncelik sınav gibi duruyor. Fakat bu böyle değil Hayat sınavdan ibaret değil bunu anlatmalıyız ailelere çocuklara. Tabiî ki sınav önemli sınav dönemlerine çok önem veriyorum sınav döneminde daha yoğun tempoyla çalışıyoruz.

Her aşamada öğrencilerin yanında oluyorum. Sınava, doğru çalışmayı öğrenciye anlatırken, olayın psikolojik boyutuyla da ilgileniyoruz. Mutlu gençler istiyorum. Sorgulayan daha bilinçli bir gençlik istiyorum. Dikkat ve konsantrasyona çok önem veriyorum. Mesela aileler geliyor, çocuğumun dikkat sorunu var diyorlar. Derslerine konsantre olamıyor diyorlar. Ama çocuk oyun oynarken veya ilgi duyduğu başka bir şeyde konsantrasyonu çok iyi kuruyor. Demek ki çocuğun dikkatsizlik, konsantre olamamak gibi bir sorunu yok. Onun problemi başka ve biz bu problemi bulup o problemi çözmeye çalışıyoruz. Doğru yolda ilerliyoruz..

Ayrıca herkes çocuğu farklıdır. Kreşlerden liseye kadar bireysel farkındalık farklılık oluşturulmalıdır. Bireysel farkındalığın farkına varıp eğitim sistemini buna göre düzenlediğimiz aslında düzeldiğimiz yıl 2007 oldu. Düşünün ne kadar geç kalmışız” açıklamalarında bulundu.

NLP TEKNİKLERİ
Seans sürelerini açıklayan Çimen seansların profesyonel bir ortamda ve sürede olması gerektiğini söylüyor. Çimen; “Seanslarımız en az 3 ay en fazla 8 ay fakat yetişkinlerle 2 seans bile yeterli oluyor. Ama tabiî ki kişi ne kadar zaman isterse o kadar birlikte çalışıyoruz.

Bir seansın süresi en az 15 dakika en fazla 40 dakika oluyor 45 dakikaya geçmiyoruz. Çünkü görüşme 45. dakikada profesyonellikten çıkıp bir arkadaşınla oturup çay içmeye dönüşüyor ve bunu istemiyorum. NLP tekniklerinden 30 tekniği uyguluyorum, zaten 50 teknik var. En son kuantum tekniği uygulanır. Bunun için çok fazla ve uzun çalışılmak gerekiyor” dedi

EN BÜYÜK HEDEFİM HAYAT GEDİKLERİMİZİ DOLDURMAK
Kalıplarla oluşturulmuş bir hayatı yaşadığımızı anlatan Çimen; “Hipnotik dil kalıplarıyla kişiyi değiştirme sürecine gireceğiz. Çok yanlış kalıplar kullanıyoruz. Hepimiz bu bizde de vardı. Keskin kalıplarımız vardır. Bunları yıkıp empati kuran bireyler oluşturuyoruz.

Hedefim mutlu birey. Ne kadar mutlu olursak ne kadar bilinçli olursak o kadar suç oranları azalır. Bunu bir gardiyan çocuğu olarak söylüyorum. İnsanı insan diye düşünmek, evrenselleştirmek çok önemlidir. Boyut atlamak aslında işin özü bu. Seanslardan sonra tepkilerin değiştiğini görecekler. En büyük hedefim hayat gediklerimizi doldurmaktır.

ZAMANI ETKİLİ KULLANMAK
Zamanın etkili kullanmanın başarıda temel taşlardan biri olduğunu söyleyen Çimen; “Zaman sıkıntımız var telaş halindeyiz. Daha sakin olursanız başarılı olursunuz. Zamanı etkili kullanmak kişinin hayatını mutlaka değiştirir. Zamanı ciddi anlamda etkili kullanırsak yapılamayacak hiçbir şey yoktur. Yapacağınız işte ne acil ve önemli bunu bilip öyle davranmalıyız. Sokakta Her 4 kişiden 3’ü asık suratlı” şeklinde konuştu

İSTEK VE İNANÇ FARKLIDIR
Çimen; “Diğer çalışmalarımız ise isteklerimiz ve inançlarımızın ne kadar farklı olduğunu keşfetmek. İnsanlar neyi isteyip istemediğini bilemiyor. İstek ve inanç farklı şeylerdir. İstekleri inanca çevirmek gerek. Biz burada bunu yapıyoruz. Mesela bir şeyi çok isteyen biriyle çalışıyorum. Sonra bakıyoruz ki istiyor ama istediği şeyin olacağına inanmıyor. İnanç olmayınca istek de etkisiz kalıyor. Ya da çok inandığın bir şey veya sana olması gerektiğine inandırdıkları şeyi aslında istemediklerini ortaya çıkıyor”dedi.

ISPARTA’DA ANTİ DEPRESAN KULLANIMI ÇOK FAZLA
Isparta’da çok fazla anti depresan kullanımı olduğunu açıklayan Derya Çimen; “Isparta’da anti depresan kullanımı çok fazla 12 yaşındaki çocuk bile anti depresan kullanıyor. Neden ilaç? Aileler gündelik telaşa kendini çok kaptırmışlar. Dershaneleri çocuk bakım evi gibi görüyorlar. Çocuklarına vakit ayıramıyorlar.

Mekanik çocuklar değil de nefes alan canlı çocuk istiyorum metalaştırmaya karşıyım. Hayalin ne sorusuna ev araba diyor insanlar. hayalini bu kadar metalaştırmak bu kadar daraltmak ne büyük haksızlık insanın kendisine. Metalaştırmaya hiç gerek yok. Gerçekten hayallerini sınırsızca kurabilsinler istiyorum. Hayal statü ve rol karıştırılıyor. Statüye verilen önem kadar hayallere önem verilse başarılı olunur.

Ayrıca Isparta için gerçekten Türkiye genelinin çok altında bir fiyat belirledim. Çünkü amacım gerçekten insanlara faydalı olabilmek. Ve istiyorum ki benim gibi birçok kişi olsun burada ve beraber çalışalım çünkü buna gerçekten ihtiyacımız var. Ben 2 kişiye ulaşırsam o 4 kişiye ulaşır bunu istiyorum. Mesela öğrencim benden öğrendiğini kardeşine gösterecek ve kardeşinin beklide bana ihtiyacı olmayacak. Ablası onun yaşam şeklini değiştirecek” ifadelerini kullandı.

SORGULAMAKTAN KORKAN ÇOCUKLAR YETİŞİYOR
Derya Çimen sorgulamaktan düşünmekten korkan bir toplum olduğumuzu dile getirerek; “Sorgulamaktan korkan çocuklar yetiştiriyoruz. Dolayısıyla hakkımızı aramakta çekingen kalıyoruz. Haksızlıklar, yanlışlar karşısında halk olarak toplu etkiler tepkiler verilmelidir. Sorgulamayı düşünmeyi korkulacak bir şey düşünüyoruz.

Çocukları böyle yetiştiriyoruz. Neticesinde tartışmayı bile bilmeyen bireylere dönüşüyor toplumumuz. Güzel adil bir tartışma yerine kavgalar oluyor. Bu düşünmekten sorgulamaktan korkan bireylerin tavırlarıdır. Çünkü karşısındaki insanın sorgulamasına katlanılamıyor” açıklamalarında bulundu.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum