Özel İdare Binasını İdare Etmek...

İsmail TANIŞMAN Yazdı: Özel İdare Binasını İdare Etmek...

Yayınlanma:
Güncelleme: 22 Haziran 2012 10:45
Özel İdare Binasını İdare Etmek...

Depreme karşı dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıllar önce boşaltılan, yıkımını müteakip yerine yeniden bir bina yapımının daha ekonomik ve rantable olduğu kararı verilen özel idare iş hanı, Isparta bürokrasisinin başını ağrıtmaya devam ediyor.

Çıkacak son kararın belediye meclisi ve belediye başkanından çıkacak olması mal sahibi özel idare için bir handikap. Ancak bu zamana kadar neden yapılmadı/yapılamadı sorusu karşısında suçlu/sorumlu arandığında, kent planlamasından sorumlu belediyemiz ilk akla gelenlerden. Bugünkü sorun buraya ne yapılacağı. İşte akla gelen teklifler ve sahipleri.

1- Otel yapmak. (İl Genel Meclisi)
2- Otopark yapmak. (Belediye)
3- İş Merkezi yapmak. (Diğerleri)

Otel yapma fikrinde olan İl Genel Meclisi gerekçe olarak kent merkezinde ve belediye uhdesinde bulunan Isparta Oteli’nin kentimize yetmemesi gibi bir gerekçeyi ortaya koyuyor. Ayrıca şehrin eğitim ve kongre merkezi adayı olması nedeniyle şehrimize gelmek isteyenlere konaklama fırsatı sunma niyetinde. Şehrin merkezini yani ticari değerini en yüksek olan noktadan maksimum bir şekilde istifade etmek de niyetin bir parçası.

Otopark yapma fikrinde olan belediye başkanımız, şehirde katlı bir otopark olmadığı ve Isparta Otelinin de varlığını öne sürerek bu fikrinde ısrar ediyor.

Diğerleri dediğimiz grup ise yarınlarda ITKM’nin de açılması ile şehrin bu bölgesinin ticari anlamda zayıflamaması için iş merkezi yapmak gerekliliğini ortaya koyuyor.

İl Genel Meclisinin gerekçesine katılmak mümkün olsa da belediyemizin otopark fikri hiç de uygun gelmiyor. Kapasite olarak 1000 araçlık olacağı telaffuz ediliyor ki, giriş-çıkış yapan araçların yoğunluğu oradaki trafiği ve dolayısıyla şehir trafiğine büyük bir yük getirecektir. 500 metre ileride konuşlanacak olan ITKM’nin zemin katlarının otopark olacağı da hatırlandığında, belediyemizin fikrinin çok elzem olmadığı gibi bir durum ortaya çıkıyor. Çünkü Vilayet arkası yer altı otopark ve kültür sitesi altı otoparkların tam kapasite ile çalışmadıkları ayan beyan ortadadır. Hatta MERKO bile bu parklardan birinde hizmet veriyor.

İktisat ve ekonomi okumuş biri olarak en iyisi sanırım iş merkezi yapmak. Zira şehrin ticari merkezlerini, tekel ve hinterland olmadan/olamadan dengeleyerek yaymak gibi ekonomik bir kural olmalı. Yoksa büyükler, küçükleri yok ederek ticari ekosistemde tıkanmalara yol açarlar. Buraya iş merkezi yapmak, ITKM’nin olası bir yükünü karşılayacağı gibi, burada konuşlanacak yeni ve küçük ticarethanelerin de hayata tutunmalarına yararlı olacaktır. Bir itirazım da Nuri SELÇUK beye olacaktır. Nuri bey bildiğiniz gibi borsa başkanımız. Burasının otel yapılması fikrine karşı çıkmakta. Gerekçesi ise Kavaklı Camiinin kültürel değer olarak iki beton yığını arasında kalması ve kendisinin yatsı namazı kılarken otelde alkol alanlardan rahatsız olup, gerekli huşu ve hazzı alamama endişesi. Oysa ki ben, Nuri bey Isparta Oteli’nde yiyip içip eğlenirken elli yıldır İplikçi Camisinde yatsı namazı kılıyorum. Herhalde Otel Isparta arkamda kaldığı için Nuri bey’den hiç rahatsız olmadım. Acaba Nuri bey, benim orada namaz kıldığımı hiç aklına getirdi mi?

Gelelim yüksek mimar sayın başkanımızın Isparta ve Ispartalı hemşerilerine olan sevdasına. Gelenekselliği tehlikeye giren Halı ve Gül festivalinde öneri kimden geldi bilemiyorum ama sanatçı tespitinde herhalde doğru karar verilmiş ve uzun süren kışın yorgunluğunu atmak isteyen halkımız Emel SAYIN’ı dinlemek için stadyumu doldurunca başkanım fırsatı kaçırmadı ve genel başkanı Devlet BAHÇELİ’yi statta ağırladı. Isparta halkına Kanal 32’den Allah’ın kendini sevdiğini, Isparta halkının kendini sevdiğini stadyumdaki kalabalığın bunun bir göstergesi olduğunu ileri sürdü. Burada aklımıza iki soru geliyor?
1- Emel SAYIN hanımefendi olmasaydı sayın başkanım bu kalabalığı stadyuma toplayabilir miydi?
2- Türkçe olimpiyatları ve festival kalabalıkları ölçüldüğünde hangisinde daha çok kalabalık vardı?

Benim esas kafama takılan şey, kendisini çok seven, kendisinin de onları çok sevdiğini söylediği Isparta halkının önünde, bir önceki Milletvekillerimizin büyük gayretlerle özelleştirmeden sonra sağlık hizmetleri için tahsis edilmiş Sümer Halı arazisine yapılmak istenen hastaneyi eleştirmesi. Bildiğim kadarıyla mevcut devlet hastanemiz depreme dayanıklılık testini geçemediği için Özel İdare binası gibi yıkılma kararı verilmiştir. Vekillerimiz de bu riski ve tehlikeyi gördükleri için Sümer Halı’ya bugün hükümetimizin sağlık hizmetleri için uygulamış olduğu P.İ.P. (yap-işlet-devret) modeli ile hastane yapılması kararını zor da olsa aldırdılar. Bu karar milletvekillerinin Isparta sevgisini ve deprem duyarlılıklarını apaçık göstermektedir.

Bu projeye belediye başkanımız, çevresinde demir yolu var, sanayi çarşısı ve
hava kirliliği var, alan dar genişleme şansı yok gibi gerekçelerle hala daha karşı çıkmakta. Çok merak ediyorum olası bir depremde stadyumda karşısına alıp da çok sevdiğini deklare ettiği halkımızın yaralarını mevcut devlet hastanesinde mi sarmayı düşünüyor acaba? Saygılarımla…

İsmail TANIŞMAN
AK PARTİ
Belediye Meclis Üyesi

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.