Rotanızda Akdeniz Varsa

ITSO Başkanı Şükrü Başdeğirmen, rotasında Akdeniz olan yerli ve yabancı tatilcileri,  binlerce turist ağırlayan Türkiye’nin en büyük tatlı suları arasında yer alan, eşsiz doğal güzelliği ve tarihi dokusu ile göz dolduran Eğirdir’e davet etti. 

Isparta Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şükrü Başdeğirmen, rotasında Akdeniz olan yerli ve yabancı tatilcileri,  binlerce turist ağırlayan Türkiye’nin en büyük tatlı suları arasında yer alan, eşsiz doğal güzelliği ve tarihi dokusu ile göz dolduran Eğirdir İlçesi’ne davet etti. 

 ITSO Başkanı Başdeğirmen’in  Isparta’nın tarih, inanç, yayla turizmi açısından çok önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek,  4 mevsimin dolu dolu yaşandığı Isparta’ya davetleri sürüyor. ITSO Başkanı Başdeğirmen, gerek Türkiye içinden gerekse yurtdışından gezmek için gelenlere, Eğirdir’i görmeden gitmeyin tavsiyesinde bulundu.

Eğirdir’le ilgili kısa bilgiler şöyle, Isparta’ya 34 km uzaklıkta olan ilçenin yüzölçümü 1414 km², denizden yüksekliği 918 metredir. İklimi Akdeniz ve İç Anadolu iklimleri arasında bir geçiş alanında yer almaktadır.

GÖLLER BÖLGESİNİN BAŞKENTİ 

Göller bölgesinin başkenti ve incisi Eğirdir’in zengin coğrafyasında kuş gözlemciliği, endemik bitki gözlemciliği, foto safari, trekking, oryantiring, dağcılık, jeep safari, yamaç paraşütçülüğü, su sporları, yayla, kamp-karavan ve av turizmi yapılabilmektedir.

Kalesi, balık lokantaları, dünyaca tanınmış kerevitleri ile Starking ve Golden elmalarının en lezzetlisi Eğirdir’de bulunur. Eğirdir göl kenarında bulunan elma bahçelerinde Türkiye’nin en güzel elmaları yetişir. Eylül-Ekim aylarında, göl kenarında aracınızla yolculuk yaparken, elma bahçelerinden burnunuza gelen mis gibi elma kokusunu hemen hissedersiniz. Isparta elması, büyüklüğüyle görenleri hayrete düşürdüğü gibi; sarı, kırmızı, pembe ve yeşil birbirinden güzel renkleriyle göl kenarını bir inci gibi bezerken elmaların tadı da bambaşkadır. Ayrıca, her yıl Ağustos ayında yapılan Uluslararası Eğirdir Triatlon Yarışmaları Eğirdir’de ayrı bir heyecan ve coşku yaşatmaktadır.

EĞİRDİR’DE TARİH YATIYOR 

Eğirdir ve çevresi, 1204 yılında çevredeki şehirlerle birlikte Anadolu Selçuklu Devleti’nin eline geçmiştir. Selçuklu sultanları göl kenarındaki bu güzel beldeyi zaman zaman sayfiye yeri olarak kullanmışlardır.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra Feleküddin Dündar Bey tarafından, 1301 yılında Hamitoğulları Beyliği kurulunca, Beyliğin Uluborlu’dan sonra ikinci merkezi, Eğirdir olmuştur. Eğirdir, 1390 yılında Osmanlı hakimiyeti altına alınmıştır.  

DOĞA HARİKASI 

Eğirdir Gölü, günün değişik zamanlarında farklı renkler alan, gün batımında seyrine doyum olmayan, etrafı elma ve şeftali bahçeleriyle çevrili, berrak plajlarıyla ünlü, Türkiye’nin dördüncü büyük doğa harikası gölüdür. Eğirdir Gölü içine uzanan iki ada vardır; bunlar Can Ada ve Yeşilada’dır.

Tüm çevresi kamp ve karavan yönünden kullanılabilir olan gölde suya girmek, denize göre daha rahat ve hoş bir his verir. İnce kumlu ve gölün yüzmeye en elverişli yerleri Altınkum Plajı ile Bedre Koyu’dur.

HIZIRBEY CAMİİ

Eğirdir’de bulunan camilerin en büyüğü olup, yapılış tarihi bilinmemektedir. Hızırbey Camii’nin doğu cephesi sur duvarlarından oluşmaktadır. Cami ile Dündarbey Medresesi arasındaki sur duvarlarından iç kaleye açılan bir kapı ve yol bulunmaktadır. İç kaleye açılan kapı kemerinin 4,5-5 metre üzerine inşa edilen zarif minaresi yer almaktadır.

DÜNDAR BEY MEDRESESİ

Medrese, 1301 yılında Hamidoğlu Dündar Bey tarafından inşa edilmiştir. Avlulu medrese grubuna girer. Medrese iki katlı olup, ikinci katı yıkılmıştır.

Kalenin yapım tarihi bilinmemektedir. Bugünkü kalıntılar Bizans döneminden kalmadır. Eğirdir İlçesi’nde göle doğru uzanan yarımada üzerinde iç ve dış kale bulunmaktadır.

AYA STEFANOS (YEŞİLADA) KİLİSESİ

19. yüzyıl mimari özellikleri gösteren kilise, doğu batı yönünde derinlemesine dikdörtgen planlıdır.

İlçe merkezinin 3 km güneyinde göl kenarında yer alan Kervansaray, Selçuklu kervansaraylarının en büyüklerindendir. 1237 yılında II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında yaptırılmıştır.

Kent, Helenistik dönemden önce kurulmuş ve bir şehirden çok karakoldur. Roma döneminden sonra terk edilmiştir. Kentte akropol, sur duvarları, tapınak ve dikdörtgen yapı kalıntıları bulunmaktadır.

AKPINAR KÖYÜ SEYİR TERASI

Akpınar Köyü, Eğirdir şehir merkezinden 7 km uzaklıkta, şirin bir köydür. Buradan, Eğirdir Gölü’nü, Yeşil ve Can adalarını, Barla ve Anamas Dağları’nı, Boğaz Ova’yı sıcak bir çay içerek ve gözleme yiyerek görmek mümkündür.

Eğirdir İlçesi, Bağlar Mahallesi’nde yeşil bir alan içerisinde geleneksel olarak kurulan bir pazardır. Her yıl Temmuz ayından itibaren 14 hafta devam eder.

CENNET BAHÇESİ 

Eğirdir İlçesi’nin inanç turizmindeki önemli noktalarından biri Barla Kasabası’dır. Barla’ya her yıl yüzbinlerce turist gelmektedir. Turistler 2.737 m yükseklikteki Barla Dağı’na, Barla evlerine, tarihi eserlere ve Çamdağı’na rağbet etmektedir. Çamdağı’ndan Eğirdir Gölü’nün muhteşem manzarasını izlemek mümkündür. Barla’da “Cennet Bahçesi” olarak adlandırılan bahçe de yoğun ziyaretçi çekmektedir.

KOVADA GÖLÜ MİLLİ PARKI

Eğirdir İlçesi’nin 29 km güneyinde bulunan Kovada Gölü, oldukça sığ bir göldür. Benzersiz flora zenginliği ve yaban hayatı çeşitliliğinin yanı sıra, açık havada dinlenme ve eğlenme imkanları bakımından büyük potansiyele sahip olması, Kovada Gölü ve çevresini milli park yapmaya yetmiştir. 6534 hektar büyüklüğündeki milli park ve çevresinde, doğa araştırması, kamp yapma, yürüyüş, manzara seyretme, kuş gözlemciliği ve tırmanma yapılabilmektedir. 

YUKARI GÖKDERE KASNAK MEŞESİ TABİAT KORUMA ALANI

Eğirdir İlçesi, Yukarı Gökdere Köyü hudutları içerisinde bulunan Kasnak Meşesi Ormanı 1987 yılında tabiatı koruma alanı ilan edilmiştir. 1300 hektar alanı kaplayan Kasnak Meşesi Ormanı, Eğirdir ilçe merkezine 22 km uzaklıktadır.

Çeşnigir Sinan Paşa tarafından 1376 tarihinde yaptırılmıştır. Yan duvarları kargir, üzeri ahşap ve toprak damlı, minaresi sovan biçimli ve renkli tuğlalardan yapılmıştır.

MALOS ANTİK KENTİ

Antik kent, Sarıidris Kasabası, Göynücek Gediği Mevkii’nde, ulaşımı ve ziyaret edilmesi güç bir tepe üzerinde yer alır. Kent akropolü Hellenistik ve Roma Dönemi surlarla çevrilidir.

Barla Kasabası’nda yer alan kilise dikdörtgen planlıdır. Kilisenin dış duvarları, narteks kısmı ve orta mekanı moloz taşlarla yapılmıştır.