Rüşvet Çarkını Anlattı

Savunma Bakanı Vecdi Gönül, milyarlık silah ihalelerinde şirketlerin bürokratlarla kurduğu rüşvet ağını anlattı...

Yayınlanma:
Güncelleme: 09 Kasım 2010 20:46
Rüşvet Çarkını Anlattı
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, milyarlarca dolarlık savunma ihalelerinde karar mercilerinin silah şirketi temsilcileriyle komisyon paylaştığı yolundaki kuşkuları ilk kez kamuoyu ile paylaştı.

Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın kuruluşunun 25’inci yılı münasebetiyle bir grup gazeteciyle bir araya gelen Bakan Gönül, doğrudan savunma alımlarında işleyen komisyon çarkından kuşku duyduktan sonra şirket temsilcilerinin bakanlık ve Genelkurmay’da görüşme yapmalarını engellediklerini, doğrudan alım yerine sanayiciye yönelip ortak üretim yoluna gittiklerini ve böylelikle savunma sanayiinin ayağa kaldırıldığını söyledi.

Bakan, kendilerinden önceki dönemde ‘komisyon paylaşamamaktan’ kaynaklanan davaların bulunduğunu söyledi ancak örnek vermek istemedi. “Mahkeme sorunca, ‘Bizden önce olmuş, bilgimiz yok’ diyoruz” diyen Bakan, “Belki emeklilik anılarımda daha fazlasını söylerim” dedi. 

Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, Gönül'ün anlattıklarını köşesine şöyle aktardı:

Silah tüccarlarının komisyonu
Bakan Gönül, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silah ve savunma sistemi tedarikinde doğrudan alımlar yerine ülke içi ve ortak üretim yolunu tercih etme sebeplerini anlatırken şöyle konuştu:

Bizim hükümetimiz açıkçası sektörlere eşit davranmadı; iş savunmaya gelince taraflı olduk ve ürünü pazarlayan tüccarı değil, üreten sanayiciyi tercih ettik. Sebebi ise bizden önce esas olarak doğrudan alımlara ağırlık verilmiş. Siz şirket temsilcisi diyorsunuz ama ticaret sicil kaydında tüccar yazıyor. Tüccar dışarıda üretilen bir malı alıp ‘Çok iyi’ diye size geliyor.

Belki de çok iyidir. Ama mahzurları da var. Birincisi, o malın bazı özelliklerine hiç ihtiyacınız yok ama yine de siz tasarlamamışsınız, ısmarlamamışsınız, tamamına para veriyorsunuz. İkincisi, offset alamıyorsunuz. Yani onu almanızın ülkede savunma sanayiinin gelişmesi yönünde yatırıma bir faydası yok. Üçüncüsü, tüccarın kârı, mal bedelinin üzerine ilave ediliyor. Dolayısıyla satıcının kârından düşmüyor, üzerine komisyon veriyorsunuz. 


Emekli generaller üzerinden
Dördüncüsü, bu kâr yüzde 5, yüzde 10 gibi çok yüksek oranlara ulaşıyor; bazıları milyar dolara ulaşan projeler bunlar. Ayrıca bu kârın sadece tüccarda kaldığından da emin olamadık. Düşüncemiz, komisyoncular, ellerindeki imkânları, o alıma karar veren mercileri, komisyon üyelerini etkilemek, ikna etmek için de kullanıyorlar.

Tüccarlar gerekli mercilere ulaşmak için emekli generaller üzerinden çalışıyordu; emekli olduktan sonra şirketlerinde bir şekilde istihdam ediyorlardı. Hilmi Özkök Paşa’yla başladı, Genelkurmay tüccarlara kapılarını kapadı. O uygulama sanırım hâlâ devam ediyor. Ben bakan olduğumdan bu yana komisyoncular bakanlığa giremiyor; ben bakan olduğumdan bu yana hiçbir tüccarla görüşmedim.”


Savunma Bakanı’nın söyledikleri yıllardır Ankara koridorlarında fısıldanan ancak hiçbir yetkilinin üzerinde konuşmaya yanaşmadığı, milyarlık silah ve savunma projelerinde rüşvet iddialarını doğrular nitelikteydi. 

GÖNÜL: EMEKLİ OLUNCA SÖYLERİM 
Dolayısıyla bakana bu konuda mahkemeye yansımış somut örnekler olup olmadığını sorduk. Şunları söyledi: Komisyon paylaşamadıkları için mahkemelik olanları, mahkeme bizden görüş sorduğu için biliyoruz. Mahkeme sorunca, ‘Bizden önce olmuş, bilgimiz yok’ diyoruz (Örnek ve isim isteyince). Bizim dönemle ilgisi olmadığı için doğru olmaz ama belki emeklilik anılarımda daha fazlasını söylerim.

Projelerden ortaya çıkan ipuçları
Gönül örnek vermese de kendi döneminde yapılan bazı projelerden verdiği örnekler, bazı ipuçları veriyor.

Şu ifadelere yakından bakalım: “Bakanlığa gelince TAİ’ye gittim, sadece bir tek CASA nakliye uçağının imali kalmış, hangarlar bomboş, şirket iflasta, adam çıkarıyor, çünkü iş yok. Sonra bize dediler ki, F-16’lar ABD’ye uçup modernize edilecek. O zaman, niye biz imal ediyoruz? ‘Olmaz’ dedik. Gittik görüştük, şimdi burada, üstelik 650 milyon dolar off-set ile yapılıyor. Dahası, Ürdün’ün F-16’larını da biz modernize ettik, Pakistan’ınkileri de ediyoruz.” “F-4 uçaklarının modernizasyonu için ilk paket İsrail’e verilmiş. Biz yapalım dedik, o da TAİ’de yapılıyor. Hem daha çabuk oldu hem de bir eksiği yok. Oradan para artınca 30 tane F-16 Blok 50 alalım diyenler oldu. ‘Olmaz’ dedik. O da şimdi Türkiye’de yapılıyor. Bunun sonucunda ne oldu biliyor musunuz? Dibe vurduğu noktada biz TAİ’deki Lockheed-Martin’in yüzde 50 hissesini 26 milyon dolara almıştık, şimdi hisselerin değeri 2 milyar dolardan fazla.”

Başka örnekler de veriliyor: M-60 tanklarının İsrail’de modernizasyonunda yaşanan sorunlar ortadayken çok daha gelişmiş Leopard tanklarının modernizasyonu Türkiye’de yapıldı. Şimdi Finlandiya Leopard’ları için Türkiye’ye başvurmuş.

Gönül, “Milli tank, milli gemi, milli tüfek fikirleri hep bizden önce, 90’larda ortaya atılmış” diyor ve devam ediyor: “Ama bize kısmet olduysa bu tesadüf değil. Bir, bizim aracıyı devreden çıkartıp sanayiciye yönelmemizden; iki, off-set anlaşmalarıyla Türk sanayicisi ve KOBİ’lerini devreye almamızdan kaynaklanıyor. Şimdi bütün bu projeler yürüyor.”

Gönül’ün ‘Bizden önceki dönem’ adresiyle yaptığı rüşvet çarkı açıklaması, pekçok karanlık ilişki üzerindeki örtünün kaldırılmasına başlangıç olabilir. O komisyonları kimler aldı, rüşvetler kimler aracılığıyla kimlere verildi, bugüne uzantısı nedir? Gönül, “Emekliliğimde belki” derken bu isimleri açıklamasının getireceği hukuki sorunlara işaret ediyor olabilir. Ancak DDK, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Meclis komisyonları ya da savcılar bu konulara eğilmeli.

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.