SDÜ'den Su Kıtlığı Uyarısı

Süleyman Demirel Üniversitesi Su Enstitüsü tarafından düzenlenen “Ortadoğu’da Son Gelişmeler ve Su Politikası” konulu konferans, Prof. Dr. M. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan SDÜ Su Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İbrahim Diler, tüm canlıların hayatta kalabilmeleri için en temel ihtiyaçların hava, su ve gıda olduğunu belirterek dünyadaki su kaynaklarına değindi. Türkiye’nin su kaynakları açısından zengin bir ülke olmadığını ifade eden Diler, “Artan nüfus, sanayileşme, iklim değişikliği su sıkıntısına neden olmaktadır. Doğal kaynak olan su, stratejik bir kaynaktır. Ülkemiz yakın gelecekte, su kıtlığı yaşayan ülkeler arasında yer alabilir. Gelecek nesle zengin su kaynakları bırakmak istiyorsak sularımızın değerini bilmeli ve doğru politikalarla korumalıyız” diye konuştu.

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu da Su Enstitüsü tarafından düzenlenen konferansın herkesin geleceğini yakından ilgilendiren bir konuyu ele aldığını ifade ederek dünyada su kaynakları açısından sıkıntı yaşandığını, bu konuda ileride savaşların yaşanacağı konusunda değişik bilgilerin bulunduğunu söyledi.

Dünya gündeminde sürekli küresel ısınmadan bahsedildiğini belirten İbicioğlu, “Bugün su seviyesinde düşüklük olduğunda veya birkaç kuraklık olayı yaşandığında küresel ısınmanın etkisi var diyoruz. Küresel ısınma olabilir ancak bu kadar dar zaman içerisinde kısa zaman aralığında çok radikal bir şekilde insan hayatında etkisini göstermez. Küresel dünyada dezenformasyon tabanlı güç stratejileri üreten ülkelerin veya odakların ürettiklerine dair son yıllarda ortaya çıkan bir takım gelişmeler de bizi doğrular sonuçlar ortaya koyuyor. Bundan dolayı su sıkıntısının dünyada artan nüfusla beraber ortaya çıkacağı düşünülebilir. Ancak insanlar, makul ve dengeli hareket ettikten sonra tüm canlıların ihtiyacı olan su konusunda da emin olunuz hiçbir sıkıntı ortaya çıkarmayacaktır. Fakat siz mevcut suyu kirletirseniz, bir silah aracı olarak kullanırsanız ve mevcut iç yapınızı tamamen bozarsanız yani fıtratın dışına çıkarsanız sadece su konusunda değil her konuda savaş ortaya çıkar. Dünya bunun 1 milyon katı büyüklüğünde de olsa iç dünyamız bozuksa her tarafı bozarız ama iç dünyamız bozuk değilse emin olun su miktarı 7 milyar insanı değil 70 milyar insanı da besler.” şeklinde konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, katılımlarından dolayı Doç. Dr. Cemal Zehir’e plaket ve hediyelerini verirken SDÜ Su Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İbrahim Diler de katkılarından dolayı SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu’ na plaket verdi. Ardından Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cemal Zehir tarafından verilen “Ortadoğu’da Son Gelişmeler ve Su Politikası” konulu konferansa geçildi. Zehir, SDÜ’ de olmaktan dolayı büyük mutluluk duyduğunu dile getirerek Ortadoğu’nun, tarihinin en hareketli günlerini yaşadığını ve yeniden şekillendiğini ifade etti.

Ortadoğu’da değişik milletler ve kültürlerin tarih boyunca hüküm sürdüğünü belirten Zehir, “Ortadoğu, insan yaşamı için elverişli iklim koşullarına sahip olmasının yanı sıra ulaşım imkânlarının kolay olması bakımından da önemli konuma sahip. Türk'ün cihan tarihindeki en büyük kahramanlıklarının yazıldığı coğrafya, bu coğrafyadır. Büyük bir millet olan Türk Milleti, her alanda değişik boyutlarıyla kendini göstermiştir. Bin yıldır yaşadığımız bu coğrafyanın en hakim ve kadim milletiyiz.” diye konuştu. Ortadoğu coğrafyasına bakarken Asya, Avrupa ve Afrika açısından bakmamız gerektiğini vurgulayan Zehir, Libya, Mısır, Tunus, Yemen’de yaşanan değişimlere değinerek bu coğrafyada ayakta kalmanın kolay olmadığını söyledi.

Su medeniyetlerinin su kenarlarında ortaya çıktığını, suyun medeniyet olduğunu kaydeden Doç. Dr. Cemal Zehir, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Su bakımından fakir ülkeler, kendilerine nispetle su zengini sandıkları ülkelerin su kaynaklarına göz dikmektedirler. 21 yüzyıl’da su, kıt bir kaynaktır. İnsanlar tarih boyunca kainatın ana maddeleri için savaşlar yapmıştır. Su, Ortadoğu’da petrol kadar batılıların gündeminde olmakla birlikte, bölgede önemli bir silah haline gelmektedir. Türkiye’nin de suyla ilgili problemleri var. Su kaynakları açısından yeterli su miktarına sahip değiliz. Bizler de bu konuda kendi tezlerimizi oluşturmalıyız.”