Tarihte İlk Kez Yapıldı

Maksimum derinliği 16,5 M olan Eğirdir Gölü’nde tarihte ilk kez kapsamlı bir su altı belgeseli çekimi yapıldı. Çıkan sonuç: Üzüntü verici ve ürkütücü

Yayınlanma:
Tarihte İlk Kez Yapıldı

Türkiye’nin II. büyük tatlı su kaynağı Eğirdir Gölü alarm veriyor: Evliya Çelebi Yayıncılık Anonim Şirketi’nin Markası MAGMA, tarihte ilk kez Eğirdir Gölü’nde kapsamlı bir su altı belgeseli çekti. Çıkan sonuç ürkütücü

DİREN EĞİRDİR
- Türkiye’nin II. büyük tatlı su kaynağı Eğirdir Gölü, kıyıları esir alan beton tutkusuna direniyor
- Anadolu’nun ‘mavi gözü’, kuşlarını kaybetti. Çapak, Sıraz, Eğrez ve Kavinne balıklarını kaybetti. Eğirdir Gölü, göz kamaştırıcı renklerini de yitirmek üzere.

ALG OLUŞUYOR
- Gölün suyunun sirkülasyonu engellenince bitki yoğunluğu artıyor. Kirlilik sonucu alg ve yosun oluşuyor.
- 1960’lı yıllarda atılan dişli levrek ya da sudak olarak bilinen ‘Sizostedion Lucioperca etobur balığı ekosistemi yok etti

İŞTE O BELGESEL
- Eğirdir Gölü: Ekolojik denge bozuldu
- Eğirdir Gölü’nde yaşayan Çapak, Sıraz ve Kavine balıkları artık yok. Nesli tükendi
- 1960’lı yıllarda atılan ve Dişli Levrek ya da Sudak olarak bilinen ‘Sizostedion Lucioperca’ türü ekosistemi yok etti
- Eğirdir Gölü, inşaat ve ziraat baskısı altında
- Su hızlı bir şekilde kirleniyor.”
Bu metin Evliya Çelebi Yayıncılık A.Ş.’nin Eğirdir Gölü’nde çektiği su altı belgeseline ait. Belgesel, Evliya Çelebi A.Ş.’nin yayın organı MAGMA Dergisi’nde 10 sayfa olarak yayımlandı.
Tarihte ilk kez kapsamlı bir şekilde su altı çekimleri yapıldı. Belgeselde, Eğirdir Gölü’nün ekosisteminin yok olduğu bilgisi paylaşıldı. Ayrıca suyun hızlı bir şekilde kirlendiği, konut ve tarım baskısı altında direnmeye çalıştığı belirtildi.

EĞİRDİR GÖLÜ’NDE BATIK ŞEHİR
Sualtı Kâşifi Engin Aygün ve Ali Ethem Keskin’in çektiği belgesel, çarpıcı bilgiler içeriyor.
Eğirdir Gölü için üzüntü verici belgesel ana hatları ile şöyle:
“- Eğirdir Gölü’nde irili- ufaklı yüzer adalar bulunuyor
- Bir dönem 7 renkli göldü. Suyu içilecek kadar temiz, dibine kitap düşse okunacak kadar berraktı. Yüzer adalarıyla eşsiz bir doğa parçasıydı. Kıyılarını esir alan beton tutkusuna direniyor şimdi. Anadolu’nun ‘mavi gözüydü’… Ve o güzellikleri bilen eski nesiller gölün kuşlarını, balıklarını, çapaklarını, sırazlarını, kavinnelerini özlemle hatırlıyor. O balıkların hiçbiri yok şimdi. Su eskisi kadar temiz ve berrak değil. Kıyılar inşaat işgali altında ve göl göz kamaştırıcı renklerini kaybetmek üzere.
- Kiriş Burnu’nda dipten kaynayan su miktarında önemli bir azalma tespit edildi.
- Eğirdir Gölü’nde yüzer adaların boyları onlarca, kalınlıkları da birkaç metreyi bulabiliyor. Türkiye’de birçok gölde yüzer ada oluşumuna rastlanıyor. Eğirdir’deki yüzer adaların yakınlarında ve diplerinde tatlısu kaynağı olduğu için sualtında görüş mesafesi yüksek. Bu sayede yüzer ada kütlesinin tamamı görülebiliyor.

KARANLIK GEÇİTTEN SONRA ARTIK BAŞKA GEZEGENDESİNİZ
- Eğirdir Gölü’nde karanlık bir geçit var. İçeri girdiğinizde artık başka bir gezegendesiniz.
- Suları çok farklı amaçlarla yoğun bir biçimde kullanılan; hatta çarçur edilen Eğirdir Gölü, büyük risk altında. Tarım alanlarının sulanmasına, enerji üretimine, sanayi kuruluşlarının ihtiyaçlarına cevap veriyor. Isparta ve ilçelerindeki yerleşim alanlarının bir çoğunun içme suyu kaynağı olarak değerlendirildiği için öncelikle korunması gereken, Türkiye’nin II. büyük doğal tatlı su gölü ve aynı zamanda I. Derece SİT alanında.
- Uluslararası kriterlere göre göl A sınıfı sulak alan ve Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne göre suları I. sınıf yüksek kalite içme suyu özelliğinde
- Bilim İnsanları, gölün su seviyesindeki yükselmeler ve alçalmaların 1962 yılına kadar tamamen Meteorolojik kökenli olduğunu belirtiyor. Ancak 1975 yılından sonra durum değişti. Ve son yıllarda giderek kontrolden çıktı.
- Göle su taşıyan dere ve çaylara baraj ve göletlerin inşa edilmesi, tarım ve sanayi için su çekilmesi gölün hidrolojik yapısını son derece olumsuz etkiliyor
- Tüm bunların yanı sıra göl kıyılarında hızlı artan bir yapılaşma felaketi de yaşanıyor.
- Su seviyesinin azaldığı dönemlerde kıyı kenar çizgilerindeki sahalarda, hatta heyelan bölgelerinde yoğun yapılaşmalar ve göle sıfır olan tarım alanları oluşturuyor.

GÖL KİRLENDİĞİ İÇİN ALG İLE TEPKİME VERİYOR
- Eğirdir Gölü, zamanında kıyısında ağırladığı bazı yerleşimleri içine çekmiş. Bayla Bölgesi’nde 4 M derinlikte batık yerleşimler bulunuyor
- Gölün suyunun sirülasyonu engellenince bitki yoğunluğu artıyor. Kirlilik sonucu alg ve yosun oluşuyor.
- Bayla Bölgesi’nde batık şehir var. Bazı yapılar yüzeyden görülebiliyor.
- Küpler var.
- Yetki ve iznimiz olmadığı için Batık Şehir’de (Bayla Bölgesi’nde) sadece fotoğraf çekimi yapmakla yetindik.
- Eğirdir Gölü’nde 1970’li yıllarda atılan Levrek (Sudak) var. Etobur bir balık türüdür bu. Bu tür, otobur balıkların soyunu tüketti. Besin kaynakları tükenince kendi yumurtalarını yemeye başladı. Böylece Levrek (Sudak) kendi sonunu da hazırlamış oldu.
- Eğirdir Gölü’nde bugün yetişmesi için sonradan atılan sazan ve Çin sazanı bulunuyor.
- Eğirdir Gölü’nün doğal balıkları vardı oysa; Kavine, Sazan, Sıraz, Eğrez
- Bunlarla yetinilseydi bugün göl doğal dengesini koruyor olacaktı. Sırf daha çok para kazanmak için göle yabancı tür balıklar bırakıldı.
- 30 yıl içinde gölün balıkları tamamen tükendi. Açgözlülük, binlerce yıldır Eğirdir Gölü’nün sularını titreştiren canlıların sonunu getirdi.”

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum