Taş Devri’nden Çıkış İçin Bunlar Gerekiyor!

Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan ve orman alanları, su kaynakları, tarihi ve doğal doku üzerinde büyük tahribatlar yaratan mermer ve taş ocaklarına ilişkin yetkililer de çözüm arayışına girdi.

Yayınlanma:
Güncelleme: 21 Ağustos 2013 10:38
Taş Devri’nden Çıkış İçin Bunlar Gerekiyor!

Hızla büyüyen ve mevzuattaki yetersizlik yüzünden çarpık sonuçların doğmasına neden olan sektörün eksikliklerini tespit etmek ve çözüm önerilerini ortaya koymak amacıyla 17-18 Haziran tarihlerinde Isparta’da düzenlenen “Mermer ve Taş Ocaklarının Rehabilitasyonu Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi yayınlandı.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Orman Bölge Müdürü Adnan Yılmaztürk’ün girişimleriyle Süleyman Demirel Üniversitesi ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın işbirliği ile Isparta’da düzenlenen çalıştaydaki dört farklı oturumla mermer ocaklarının yasal, projelendirme, uygulama ve yönetim boyutları ele alınmıştı. Akademisyenler, ilgili kurumların yöneticileri ve sektör temsilcilerinin katıldığı çalıştayda mermer ve taş ocakları sektörüne ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri ortaya konuldu. Farklı görüş ve öneriler doğrultusunda hazırlanan ‘Çalıştay Sonuç Bildirgesi’nde, sektörle ilgili planlama, denetim ve cezai yaptırımların arttırılması gerektiği vurgulanırken, tahrip edilen alanların iyileştirilmesine yönelik çalışmalara hız verilmesi istendi.

RUHSAT İZNİ VE DENETİM YETKİSİ TEK BİRİMDE TOPLANSIN
Mermer ve taş ocaklarının rehabilitasyonu konusunda yetki ve sorumlulukların farklı kurumlarda bulunduğuna işaret edilen sonuç bildirgesinde, ruhsat izni, uygulama ve denetleme gibi bütün süreçlerden sorumlu ve yetkili tek bir birim oluşturulmasının yararlı olacağı belirtilerek, “mermer ve taş ocaklarının faaliyetleri sonucunda alanın tekrar rehabilitasyonun yapılması oldukça zor olduğu kabul gören bir gerçektir. Bu nedenle bu tür alanların başlangıçta izin verme aşamasında düşünülerek ideal yer seçimi ve ekonomik fizibilitesi yapılarak ve çevreye vereceği zararları öngörerek bütüncül rehabilitasyon planlanmasının yapılması öngörülmelidir” denildi.

YERLİ SERMAYE VE İŞLENMİŞ MERMER İHRACATI TEŞVİK EDİLMELİ
Sektörle ilgili kullanılan ‘restorasyon, rehabilitasyon ve reklamasyon’ gibi kavramların mevzuatta detaylı bir şekilde tanımlanması ve herkesin anlayabileceği ortak bir dil kullanılmasının sağlanması gerektiği vurgulanan sonuç bildirgesinde, “bu noktada ‘onarım’ kelimesi bilimsel olarak eğitimde kullanılması nedeniyle yasal mevzuata da girecek şekilde düzenlemeler yapılmalıdır. Çevre ile uyumlu Mermercilik sektörünün geliştirilmesi için Devlet destek olmalıdır. Özellikle yerli sermayenin geliştirilmesi bağlamında işlenmiş mermer ürün ihracatı teşvik edilmelidir” ifadelerine yer verildi.

CEZAİ İŞLEMİ UYGULAMAYAN
İDARECİLERE YAPTIRIM UYGULANMALI
Onarım faaliyetlerinde ‘kirleten öder ilkesi’ çerçevesinde öncelikle doğaya ve çevreye verilen zararlara karşı başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere özel kanunlarında da caydırıcı cezalara yönelik düzenlemeler yapılması ve hatta idarecilerin de bunu uygulamamaları durumunda bazı yaptırımların yapılmasını sağlanması gerektiğinin altı çizilen bildirgede, “özellikle doğal ve kültürel koruma statüsüne sahip, biyolojik çeşitlilik açısından değer taşıyan, özel durum gerektiren alanlarda (Milli parklar, Tabiatı Koruma Alanları, Tabiat Parkları, Tabiat anıtları, Sit alanlar, sulak alanlar, su üretim alanları, yaban hayatı koruma alanları, tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, özel ekosistemler, orman içi dinlenme yerleri, yerleşim yerlerine çok yakın olup, bu yapılara zarar verebilecek mesafedeki alanlarda ocaklara kesinlikle izin verilmemelidir” vurgusu yapıldı.

YAMAÇ AŞAĞI PASA DÜKÜLMESİ ENGELLENMELİ
Orman alanlarında maden işletme izni bitmiş ve terk edilmiş alanlarda kalan atık ve artıkların ‘Orman Yasası’na göre orman envali olarak ormana ait olduğu anımsatılan bildirgede, bu nedenle İl Özel İdaresince söz konusu paşaların satılması veya farklı amaçlarla kullanılmasının önlenmesi gerektiği belirtilerek, “dik yamaçlı arazilerde açılacak yollarda, hassas çevreye duyarlı hareket edilmelidir. Maden işletme aşamasında kazı materyalinin ilk aşamada orman idaresinin göstereceği yere dökülmeli, ilk kazı işlemi sonucunda oluşan boşluklara daha sonraki kazı aşamasında oluşacak pasalar bu alanlara taşınarak ve bu işlem tekrar edilerek yamaç aşağı hiçbir şekilde pasa dökülmemesi şeklinde mevzuat düzenlenmelidir” görüşüne yer verildi.

İŞTE TAŞ DEVRİ’NDEN ÇIKIŞ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Tamamına, (http://ormanweb.sdu.edu.tr/metor/SonucBildirgesi.pdf) adresinden ulaşılabilecek olan ‘Mermer ve Taş Ocaklarının Rehabilitasyonu Çalıştayı’nın sonuç bildirgesinde öne çıkan bazı önemli başlıklar ise şöyle sıralanıyor:

 Madencilik faaliyetlerinin sonlandırıldığı alanların çevre ile uyumlu hale getirilmesi veya doğaya yeniden kazandırılma işine ait usul ve esaslar 2010 yılı 27471 Sayılı “Madencilik Faaliyetleri ile Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden Kazandırılması Yönetmeliğine” göre yapılmaktadır.

 Ülkemizde yapılacak onarım (rehabilitasyon) projeleri sadece mermer ve taş ocakları ve diğer madencilik faaliyetleri değil aynı zamanda diğer farklı faaliyetlerle ortaya çıkan ve ekolojik onarım gerektiren tüm alanları da kapsayacak şekilde bütüncül mevzuat düzenlemesi yapılmalı ve uygulanmalıdır.

 Her türlü madencilik çalışmalarında izin verilmesi aşamasında bölgesel ve yöresel ölçekte yetki ve sınırları yasal olarak belirtilen ilgili uzmanlardan oluşacak bağımsız “Doğa Koruma Kurulları” oluşturulabilir. Bu Kurulun üstün kamu yararı ve öncelikleri konusunda kararları bağlayıcı olacak şekilde hareket edebilir.

 Mermer ve taş ocaklarının yer seçim kriterleri bilimsel ve teknik esaslara göre belirlenmeli ve mutlaka Mevzuatta yer almalıdır. İşletme ruhsatı verilecek alanlar tanımlanmalı ve sınırlandırma getirilmelidir.

 Tüm madencilik arama ve işletme izinleri verilirken uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklere uyulmalı ve verilen taahhütler yerine getirilmelidir.

 Mermer ve taş ocakları için bütüncül anlamda makro veya mikro havza ölçeğinde, stratejik plan kararları üretilmelidir. Mikro ve makro havza ölçeğinde ekolojik ve görsel boyutta taşıyabileceği mermer ve taş ocağı kapasitesi belirlenmelidir ve organize edilmelidir. Bütün üst ve alt ölçeklerdeki fiziki planlarda mutlaka yer almalıdır. Örneğin Çevre Düzeni Planlarında detaylı bir şekilde bu ocaklar belirtilmelidir.

 Mermer ve taş ocakları işletmeleri faaliyete başlamadan önce teknik ve ekonomik etüdün (sondaj ve sismik çalışmalarla gibi) yapılarak rezerv alanının ekonomik değeri ve ömrü belirlenmelidir. Herbir işletmenin başlangıçta “ekonomik karnesi” oluşturulmalıdır. Tecrübeli teknik elemanlarca jeolojik ve jeofiziksel incelemeler yapılarak doğru üretim yönü ve yöntemler belirlenmelidir.

 Belli bir süre işletilmeyen maden ocağında veya arama sırasında ortaya çıkacak her türlü tahribat ve kirlenmenin önlenmesi için rezervin ekonomik olmaması durumunda Rehabilitasyon projesinin yapılmasını zorunlu kılacak mevzuat yapılmalıdır.

 Arama döneminden işletme dönemine geçildikten sonra ÇED gerekliliğinin koşulsuz olarak her türlü maden işletmesi faaliyeti için yapılması ve Rehabilitasyona altlık oluşturmasını sağlayacak mevzuat oluşturulmalıdır.

 Madenden ödenen devlet katkısı öncelikli olarak maden çıkan yörede harcanmak üzere özel idareye aktarılmalıdır.

 Ormanlarda yer üstü ve yer altı sularının kirlenmesi ile bu suların akış rejiminin değişmesini engelleyecek özel düzenlemelere gidilmesi özellikle karstik arazilerde başta dinamit patlatma yöntemi kullanılması yasaklanmalıdır.AJANS32

 Orman içinde orman maden işletmelerinin kullandığı ve tahrip ettiği ulaşım yollarının maden işletmesi tarafından telafi ve tamir edilmesi şarttır. Aksi durumda meydana gelen zararların tazmini bu maden işletmelerinden talep edilmelidir.

 Orman rejimi içerisinde yer alan mermer ve taş ocaklarının rehabilitasyonunda öncelikli olarak orman ekosisteminin oluşturulması hedeflenmelidir. Rehabilitasyon çalışmalarında önceki orman ekosisteminin yetişme ortamı ve bitki türleri öncelikli olarak dikkate alınmalıdır.

 Faaliyete izin verilen tüm maden alanlarından belirlenecek miktarda toplanan para ve devletin ayıracağı bir bütçe ile ortak “Doğa Onarım Fonu”oluşturulmalı ve sadece onarım uygulamalarında kullanılmak üzere değerlendirilmeli ve Mevzuatta da yer almalıdır.

 Mermer ocaklarının ekonomik işletilebilmesi ve rehabilitasyon sürecinin netleştirilmesinde başlangıçta mutlaka mermer yatağının süreksizlik durumunu, renk ve desen değişimini ortaya çıkaracak şekilde sondaj planlamasının yapılması ve bu konunun sondaj derinliği en az 30 m olacak şekilde maden kanununda yer alması sağlanabilir. Sondajlar arasında kalan kısmın görünür rezerv olarak faaliyet raporunda belirtilmelidir.ajans32

 İşletme faaliyetin başlangıcından itibaren iş sağlığı ve güvenlik oluşturulmalı mevzuatına uygun bir şekilde arama çalışmalarının yürütülmesi ve denetimi yapılmalıdır. Bununla birlikte terk edilmiş maden ve mermer ocaklarında alanın sağlık ve güvenlik yönünden gerekli önlemlerin alınması sağlanmalıdır.

 MİGEM’e verilen çevre uyum planı her yıl revize edilmelidir ve denetlenmelidir. Rehabilite edilebilecek terk edilmiş orman alanlarının DKMP Genel Müdürlüğü’ne devrini yaparak yerel idarelere rehabilitasyon için yetkiler verilmelidir. Faaliyet yapılan alan diğer kurumlar tarafından uygulanan rehabilitasyon projeleri (havza ve orman kaynakları rehabilitasyon projeleri gibi) ile entegre edilmelidir.

 MİGEM’in taşra teşkilatları kurulmalıdır. MİGEM stratejik sıkıntısı olmayan bilgileri web sayfasında yayınlamalıdır.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum