Türkeş Bilgi Çağını Yakalamayı Öğütlerdi

Haftanın konusu ise ülkücü hareketin merhum lideri Başbuğ Alparslan Türkeş oldu. Türkocağı konferans salonunda gerçekleştirilen sohbet iki saat sürdü. Sohbetin başında Alparslan Türkeş’in doğumundan ölümüne kadar ki süreci anlatan 25 dakikalık belgesel seyredildi.

Diş Hekimi Faik Tortop, Başbuğ’u şu sözlerle anlattı:
“Başbuğ Alparslan Türkeş’in hayatı çocukluk yıllarından ölümüne kadar hep inandığı idealleri uğruna mücadelelerle geçmiş çileli bir hayat yaşamıştır. Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinin Yukarı köşkerli köyünde doğan Türkeş, ailesinin yaşadığı arazi anlaşmazlığı yüzünden Kıbrıs’a göçmüşlerdir. Türkeş’in vatan hasreti böyle başlamıştır.Daha sonra askeri okullarda okumak üzere İstanbul’a gelen Türkeş,subay olduktan sonra ard arda gelen başarılarla askeri alanda kendisinden söz ettirmeye başlamıştır.

Başarılı birkaç yurt dışı görevinden sonra 1959 yılında Türkiye’ye dönen Türkeş 1960 askeri müdahalesinin içinde, ihtilalin kudretli albayı ve başbakanlık müsteşarı olmasına rağmen milli birlik komitesi ile görüş ayrılığına düşmüş, 14 arkadaşı ile birlikte yurt dışına sürgün edilmişlerdir.Bir kaç yıl sonra Türkiye’ye dönebilen Türkeş bu andan sonra Türk gençliği üzerine eğilerek onları milliyetçi, ülkücü fikirlerle donatmaya başlamıştır.Büyük Türk milliyetçisi Atatürk’ün Bu gün SSCB dostumuzdur.Bu dostluğa ihtiyacımız vardır.Fakat biz biliyoruz ki oralarda esaret altında inleyen kardeşlerimiz bulunmaktadır.

Bir gün SSCB’nin dağılmayacağını, esaret altındaki kardeşlerimizin özgürlüklerine kavuşmayacaklarını kimse söyleyemez. Bu anda o kardeşlerimiz bize gelemezler. Biz onlara gitmeye hazır olmalıyız diyerek bugünkü Türk Cumhuriyetlerinin öngörüsünü ve müjdesini 1930’lu yıllarda veren Atatürk gibi Türk dünyasındaki kardeşlerimizle ilgilenen, bizlere oralarda kardeşlerimizin olduğunu hatırlatan bu bilgileri bizlere enjekte eden tek siyasi lider Alparslan Türkeş olmuştur.

Alparslan Türkeş görünenin aksine yumuşak huylu, soran, sorgulayan insanlara saygılı, hoşgörülü , demokrat bir insandı.Gençlerin kendi iradeleri ile hareket etmelerini ister, adamın adamı değil davanın adamı olmalarını, çok okumayı,bilgi çağını yakalamayı öğütlerdi. O kadar demokrattı ki Ispartalı hemşehrimiz olan eşi Muzaffer Hanım vefat ettikten sonra yapmayı planladığı ikinci evliliğini partisinin genel idare kurulunda tartışmaya açarak onların ve ülkü ocaklı gençlerin onayıyla yapmıştır.

Türkeş ,1960lı ve 1970li yıllardaki Türkiyeyi komünist yapmak için uygulanan SSCB ve Çin kaynaklı terör eylemlerine karşı Türk milliyetçilerini bu cenderenin dışında tutmaya gayret etmiş bu mücadeleyi devletin güvenlik güçlerinin vermesini istemiştir.Buna rağmen terörizm kendi emelleri önündeki engelin Türk milliyetçileri olduğunu düşünerek 5000 ülkücüyü şehit etmiştir.Bunların içinde gümrük ve tekel bakanı rahmetli Gün Sazak da vardır. Buradan tüm ülkücü şehitlerimize ve Başbuğ Alparslan Türkeş’e Allahtan rahmet diliyor onları minnetle ve şükranla anıyoruz.Böyle bir sohbet etme imkanı veren Türkocaklarına da teşekkür ediyorum.”