Uzlaşma Kültürümüz Zayıf

Isparta Barosu Başkanı Gökmen Gökmenoğlu arabulucu aracılığı ile çözülen hukuk davalarının %1’den az olduğunu söyledi.

Yayınlanma:
Güncelleme: 07 Temmuz 2015 12:56
Uzlaşma Kültürümüz Zayıf

TBMM’de 7 Haziran sonrası tek başına iktidarın çıkmaması üzerine koalisyon seçenekleri tartışılırken dile getirilen uzlaşma kültürünün, toplum genelinde de olmadığı görülüyor. Hukuk sisteminde 2013 yılından bu yana var olan arabuluculuk sisteminin tutmadığını söyleyen Isparta Barosu Başkanı Gökmen Gökmenoğlu arabulucu aracılığı ile çözülen hukuk davalarının %1’den az olduğunu söyledi.

USLAŞMA SAĞLANAMADI
Seçimlerin ardından herkesin merakla beklediği hangi partiler uzlaşacak ve koalisyon nasıl kurulacak sorusu gündemi meşgul ededursun toplumsal anlamda da uzlaşma kültürümüz zayıf. Öyle ki en basit konular dahi dava konusu oluyor, taraflar dava sürecinde uğradıkları zararın kat kat fazlası mahkeme masrafları ödüyor. Hem bu durumu ortadan kaldırmak hem de yargıdaki iş yükünü azaltmak için iki yıl önce uygulamaya geçirilen arabuluculuk sistemi davaların taraflarını uzlaştırmayı başaramamış görünüyor.

ARABULUCULUK TUTMADI
Arabuluculuk yoluyla çözülen dava miktarının çok düşük olduğunu söyleyen Isparta Barosu Başkanı Gökmen Gökmenoğlu “Türk toplumu bu anlamda geçmişten bir geleneğe sahip. Köylerde, mahallerde de imamlar, öğretmenler yada köyün yaşlıları bu görevi yapıyormuş. Ama hukuk sisteminde arabuluculuk tutmadı. Bunun sebeplerinden biride arabulucuya yönlendirmenin olayın ilk sıcaklığında ve tarafların kendi haklılığına inandıkları zamanda olması” dedi.

YARGIDA İŞ YÜKÜNÜ AZALTACAKTI
Hukuk sisteminde yargının iş yükünü azaltmak için 7 Haziran 2012’de yasalaşan arabuluculuk sistemi 2013 Haziranından bu yana uygulamada. Arabuluculuk sistemi getirilirken Türkiye genelinde yargının iş yükünün yarı yarıya düşürülmesi hedeflenmişti.

Türkiye'de 5 yıl kıdeme sahip olan, kasten işlenmiş suçtan mahkum edilmemiş, arabuluculuk eğitimi alan, yazılı ve mülakat sınavını geçmek suretiyle daire başkanlığının siciline kayıtlı hukukçular hukuk davalarında tarafları uzlaştıracaktı.

ARABULUCULUKLA ÇÖZÜLEN DAVA ÇOK AZ
Sitem alacak, tazminat, mal rejimine ilişkin boşanma, fikri mülkiyet hukukuna ilişkin davalar, kiracı mal sahibi arasındaki ilişkiler, işçi işveren arasındaki uyuşmazlıklar, tüketici hukuku ve ticari uyuşmazlıkların arabuluculukla çözülmesini öngördü. Sistemde yargının iş yükünün azaltılmasının yanından ekonomik olarak da davalı ile davacı açısından avantajlı. Ama tüm çabalara rağmen dünya genelinde 160 ülkede uygulanan arabuluculuk sistemi Türkiye’de tutmadı.

Isparta Barosu Başkanı Gökmen Gökmenoğlu Türk toplumunda arabuluculuğa tarafların soğuk baktıklarını söyleyerek “Hukuk dosyalarında arabuluculukla çözülen dava oranı %1 bile değil. ceza davalarında daha başarılı. Çok küçük 300-500 liralık olaylarda taraflar vereyim de kurtulayım, gel git uğraşmayayım diyerek arabuluculuğa yanaşabiliyor” dedi.

ADI ARABULUCULUK OLMASA DA VARDI
Sistemin hukuk içinde geçmişten beri uygulandığını söyleyen Barı Başkanı Gökmenoğlu “Arabuluculuk hukuk dosyalarında düşük miktarlardaki davalar için geçerli. Yani ticariler değil, kişiler arası davalarda. Diğer davalarda ise boşanma yada tazminat gibi davlarda ise hakimler davanın muhataplarına ön duruşmalarda anlaşıyor musunuz? Diye soruyor. Yargılamayı uzatmayın, bizi de boşa yormayın diyor. Davalı ve davacılar da biz uzlaşmak istiyoruz, bizi bir arabulucuya yönlendirin diyebiliyor. Böyle olduğunda hakim, dava dosyasına arabulucu ücretini yatırtarak, arabuluculuk eğitimi almış bir avukata gönderiyor. Arabulucunun da bir ay süresi oluyor. Bu süre sonunda arabulucu avukat tarafların taleplerini ve ortaya çıkan sonucu bir tutanak haline getirerek mahkemeye sunabiliyor. Bu sistemimizde olan bir şey. Bunun yanında avukatlarda eskiden beri dava öncesi tarafları bir araya getirerek uzlaştırmaya çalışıyordu. Ama maalesef bugün bu sistem işlemiyor” şeklinde konuştu.

KÜLTÜRÜMÜZDE DE VARDI
Toplum içinde de küçük kavgalar, basit alacak verecek durumlarında geleneksel bir arabuluculuğun olduğuna dikkat çeken Baro Başkanı Gökmen Gökmenoğlu “Eskiden de Türk toplumunda her mahallede her köyde köyün imamı yada okulun öğretmeni bu arabuluculuk görevini yapıyor. Hukuk sistemimiz geçmişimizde olan bu sistemi uygulamaya çalıştı. Ama modern çağda bu sistem çalışmadı. Modern toplumda geleneksel olarak kültürümüzde var olan arabuluculuk sisteminin hukuk sisteminde oturmadığı görünüyor” dedi.

HAKLILIĞA EN ÇOK İNANILAN ZAMANDA SORULUYOR
Baro Başkanı Gökmenoğlu davanın taraflarının haklılıklarına en çok inandıkları ilk duruşmalarda arabuluculuk teklif edildiğini söyleyerek “Türkiye’de bugün şöyle bir sistem var, insanlar dava sürecinde olabilecekleri görmek istiyor. Yani 6-7 celse mahkemeyi görüp oradan çıkan sonuçlar, hakimlerin tavrı ve kendi avukatları ile yaptıkları sözlü mülakatların ardından dava sonucu biraz kestirdikten sonra anlaşmaya yanaşıyor. Fakat bizdeki sistemde dava ön duruşmada uzlaşıyor musunuz? diye soruluyor. Yani her iki tarafında haklılığının en üst düzeyde olduğu durumlarda uzlaşı soruluyor. Öyle olduğu zamanda her iki tarafta haklılığına inandığı için arabuluculuğa yanaşmıyor. Aslında arabuluculuk ilk başta sorulmak yerine belli dava sürecinde, olayın sıcaklığı atlatıldıktan sonra sorulsa daha fazla tutacaktır” ifadelerine yer verdi.

OKUL KAVGALARI DAHİ DAVA KONUSU
Yargıdaki iş yükünün çok basit konuların mahkemeye getirilmesi nedeniyle giderek arttığına dikkat çeken Gökmenoğlu “Arabuluculuk hukuk sistemini rahatlatacak bir sistem. Yani mahkemelerdeki iş yükünü ciddi oranda azaltacak bir sistem. Mesela eskiden okullarda disiplin kurları bu işlevi yapıyordu. Okulda iki öğrenci arasındaki kavga, öğretmenle öğrenci arasındaki tartışmalarda disiplin kurulları iki tarafı uzlaştırırdı. Ama bugün ne hikmetse öğrenciler arasındaki tartışmalardan, öğretmen öğrenci arasındaki tartışmalara kadar her konu hukuk sisteminin konusu olmaya başladı. Bugün gidin bakın asliye cezadaki dava dosyalarına, bir okulun demir kapısının üstünde hoplayan bir öğrencinin kapıya verdiği zarar ve bundan dolayı öğretmenin bu öğrenciyi uyarması sonucu öğrencinin öğretmeninden şikayetçi olması gibi davalar görülebilir” diye konuştu.

BUNLAR DAVA KONUSU OLMAMALI
Geçmişte kişiler arasındaki küçük meselelerin dava konusu olmadan çözülebildiğini söyleyen Baro Başkanı Gökmen Gökmenoğlu açıklamasında şunları söyledi. “Bunlar yargı sürecini etkiliyor. Çok önemli konular hakimlerin savcıların önüne gelmesi gerekirken bu tür basit işler yargıya taşınıyor. Bu tür konular aslında okullarda çözülebilir ama belki insanlar sorumluluk almak istemediklerinden bu işleri yargıya taşıyor. Böyle olunca da yargının iş yükü artıyor. Hakimler, savcılar taraflara arabulucuya müracaat eder misiniz? Sorusunu tarafların ilk kendini haklı gördüğü dönemde değil de dava süreci belli oranda ilerledikten sonra sorması ile bu sistem daha iyi işleyecektir diye düşüyorum.”

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.