Yaz Aylarında Gözlere Dikkat!

Yaz Aylarında Gözlere Dikkat!

Yayınlanma:
Yaz Aylarında Gözlere Dikkat!

Isparta Şehir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür Uzun özellikle yaz aylarında sık görülen ‘göz alerjilerine’ dikkat çekti. Peki, Polen, küfler, ev tozları, yünlü giysiler, hayvan tüyü, ve gıda gibi farklı alerjenlere maruz kalmaya bağlı olarak tetiklenebilen alerjik göz hastalıklarına karşı nasıl tedbirler almayız?

Isparta Şehir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür Uzun şu bilgileri verdi: Alerjik konjunktivitler en sık rastlanan alerjik göz hastalığıdır, özellikle bahar ve yaz aylarında önemli artış gösterir.

Genellikle çocuklukta başlar, İnsanların yaklaşık yüzde 15'inde alerjinin bir veya birkaç çeşidi görülür. Polen, küfler, ev tozları, yünlü giysiler, hayvan tüyü, ve gıda gibi farklı alerjenlere maruz kalmaya bağlı olarak tetiklenebilen alerjik göz hastalıkları, hava kirliliği ve bazı kimyasallar nedeniyle de ortaya çıkabilmekte. Bunun yanında makyaj malzemeleri, bazı damlalar, kontak lensler ve kontak lens solüsyonları da göz alerjileri için kaynak oluşturan maddeler arasında yer alıyor. Çevreyle direkt teması nedeniyle göz alerjik hastalıklara daha sık meyil gösteren bir organımızdır.

Alerjik konjunktivit çeşitleri,
1) Bahar keratokonjunktiviti
2) Atopik keratokonjunktivit
3) Dev papiller konjunktivit

ALLERJİK KONJONKTİVİT BELİRTİLERİ
Özellikle bu aylarda ortaya çıkan gözlerde, kaşınma, yanma, batma, çapaklanma, kızarıklık, sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve görme bozukluğu meydana getirebilir. Göz kapakları hafif şişmiş olabilir, kornea tutulmu çoğunlukla görülmez ve kişinin görmesi etkilenmemiştir. Aynı zamanda, burun akıntısı, hapşırma, burunda tıkanıklık ve kaşıntı gibi, alerjik rinit bulguları da olabilir.

Alerjik göz hastalıklarının tanısı hastadan alınacak bilgiler üzerine yapılacak muayene ile konur. Doğru tanı için iyi bir göz muayenesi gerekir. Muayenede göz kapakları, göz yüzeyini örten konjunktiva isimli zar, bezlerin açıldığı bölümler, kirpikler ve kornea dikkatle incelenir. Bazen göz kapaklarının arka yüzeyinin de incelenmesi gerekebilir. Özellikle ortaokul ve ilkokul çağındaki çocuklarda her yıl yenilenen bahar ve yaz aylarında artan gözlerde kızarıklık kaşıntı ve sulanma varsa güneşe ve ışığa karşı hassasiyet geliştiyse hastada alerjik konjonkjtivitten şüphelenmeliyiz.

ALERJİK KONJONKTİVİT TEDAVİSİ
Alerjinin tedavisinde en önemli yapılması gereken şey alerjen madde tespit edilebiliyorsa mümkün olduğu sürece ondan kaçınmaktır. Bununla beraber cilt alerjilerindeki gibi göz alerjileinde test yaparak etkeni bulmamız pek mümkün değil. Gözdeki şikayetlerin rahatlatılması açısından soğuk uygulama ve suni göz yaşı ilaçları faydalı olabilir. Çoğunlukla da antihistaminik damlalara , iltihap giderici ilaçlara ve kortizonlu ilaçlara ihtiyaç duyulur. Alerji haplarına genellikle ihtiyaç duyulmaz ancak beraberinde alerjikj rinit veya vücudun diğer bölgelerinde de alerji belirtileri varsa kullanılabilir.

Alerjik konjonktivit bünyesel bir hastalık olduğu için genellikle tam olarak tedavi çok mümkün değildir. Hasta alerji yapan etkenle karşılaştığı sürece bu şikayetler olacaktır. O nedenle tedavide Gözü rahatlatıcı uygulamalar yapıyoruz. Damlalara ek olarak soğuk uygulama ve güneşten kaçınmak önemlidir. Güneşin direk alerjik etkisi olmamasına rağmen alerjik konjonktivit belirti ve bulgularını artırıcı etkisi vardır. O nedenle güneşin yoğun olduğu öğle saatlerinde mümkün olduğunca dışarı çıkılmamalı, eğer çıkılacaksa gölge alanlar tercih edilmeli ve imkan varsa UV filtreli koyu renk camlı ve gözü tamamen kapatacak büyüklükte güneş gözlüğü takılmalıdır. Çocukluk çağında başlayan Alerjik Konjonktivit hastalığı genellikle 18-20 yaşına kadar özellikle bahar ve yaz aylarında olmak üzere ara ara ataklar halinde devam eder 20 yaşından sonra ise azalır ancak yinede hafif şekilde semptomlarla ara ara yine kendini gösterebilir.

TATİL DÖNEMLERİNE DİKKAT
Tatil dönemi yaklaşıyor. Bu dönemde en çok görülen göz hastalıklarından biri de viral konjonktivitlerdir. Özellikle adenoviral konjonktivit çok kolay ve sık bulaşma riski yüzünden en sık karşımıza çıkanlardandır. Genellikle sonbahar ve ilkbaharda mevsim geçişlerinde karşımıza çıkan bu hastalık tatil döneminde de havuzdan ve denizden bulaşma riski nedeniyle önem kazanmaktadır. Göz ve el temasıyla çok hızlı bir şekilde bulaşabilmektedir. Hastanın dokunduğu kapı kolu merdiven korkulukları gibi yerlerden sağlam insanın dokunmasıyla bulaşabilmekte olup aynı zamanda klorlanması yeteri kadar yapılmamış havuzlarda da yine yüksek oranda bulaşıcılık söz konusudur.

Belirtiler hastanın bağışıklık durumuna göre ve virüsün hastalık yapıcı etkisine bağlı olarak hafif bir kızarıklıktan, yoğun kapak ve konjonktiva ödemiyle beraber kıpkırmızı bir göze kadar değişiklik gösterebilir. Kaşıntı, sulanma genellikle vardır. Çapaklanma eğer ikincil bir bakteriyel enfeksiyonn gelişmişse ortaya çıkabilir. Eğer kornea dediğimiz gözün ön tarafındaki saydam kısımda tutulum vars aşikayetler şiddetlenir ve ağrı-batmayla beraber ışığa karşı yoğun hassasiyet gelişir.

Tedavide genellikle semptomları hafifletici damlalar kullanılmaktadır ve asıl amaç kornea tabakasının tutulumunu engellemektir. Yine soğuk uygulama da hastayı rahatlatıcı bir uygulamadır. Viral komnjonktivitlerle ilgili önemli, bir konu da kontakt lens kullanan hastalar; lens kullanan hastaların özellikle bu konjonktivite daha hassas olduğunu biliyoruz ve çok şiddetli seyredebiliyor. O nedenle kontakt lens kullanan hastalarımız özellikle daha dikkatli olmalı, ellerini mümkün olduğunca gözlerinden uzak tutmalı, her lens takış ve çıkarış sırasında ellerimizi sabunlu suyla güzelce yıkamalı ve temiz bir havlu ile kurulamalı ve havuz veya denize girerken kesinlikle lens kullanmamalı eğer mecburen kullanılacaksa günlük kullan-at lensler tercih edilmelidir.

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.