Eyvah Eyvah, Başkanım Sen Ne Yaptın?

Ulu büyük atamız Şeyh Edebali, Osman Gazi'ye beylik görevi verildiği gün yanına çağırır ve der ki:

Ey Oğul, Öfke bize uysallık sana
Güceniklik bize, gönül alma sana
Acizlik bize, hoşgörü sana
Anlaşmazlık bize, adalet sana
Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz,
Ve tüm yöneticiler için hiçbir zaman değerini kaybetmeyen evrensel mesajını bildir:

"İnsanı yücelt ki, devlet yücelsin!"

Ne yazık ki, bir belediye meclis üyesi olarak son belediye meclis toplantısında Tevfik Katırcıoğlu ve Nuri SELÇUK beylere şehrül-emin olan sıfatınızla iletişim ve diyaloğunuza fevkalade üzülerek şahit oldum. İki günden beri de inanın uyuyamamaktayım.

Bilindiği üzere, 29 Mart 2009’da daha önce belediye başkanlığı yapmış üç belediye başkanımız yarıştı. Ve halkımız her birinizi diğerinizle kıyaslayarak en doğru tercihin SİZ olduğuna karar verdi. Halkımızın tercihine tabii ki saygı duyarım. Yaklaşık üç yıldır çalışmalarınıza hiç müdahalede bulunmadan gözlemliyorum. Halkımızın vermiş olduğu yetki nedeniyle ne yapıp ne yapamayacağınız noktasında size kredi tanıdım. Yaptıklarınızı takdir ederken, yapamadıklarınızın da beklentisi içerisindeyim.

Ancak, kapalı Pazar yerleri konusunda biz “çalışma arkadaşlarınız” hakkında –ki biz kendimizi öyle görüyoruz- kanaatlerinizi duyduğumuzda medya aracılığı ile sizi uyarmış ve sitemimizi bildirmiştik. Bu uyarımızın işe yaracağını zannettik. Ama gel gör ki son meclis toplantısında yaşadıklarımız karşısında yine çok üzüldük. Keşke o gün de siz yine gelmeseydiniz de, meclisimizi güzide çalışma arkadaşlarınızdan herhangi birisi yönetseydi de bilinç altımızdaki beyefendi, centilmen, nazik, medeni Yusuf Ziya Bey imajı bu denli yıpranmasaydı.

Neydi o, Nuri SELÇUK beye “şarlatan”, KATIRCIOĞLU beye “salak” gibilerden ifadeleriniz? Anlamadığım ve kabullenemediğim nokta, grubunuzun meclis üyelerini sizin bilginiz ve isteğiniz dahilinde oluşturulmuş olduğudur. Yani onları siz belirlediniz. Siz listeye aldınız. Siz ki, bir önceki dönem belediye başkanlığı yaparak meclis üyelerinin ne işe yarayıp yaramadığı noktasında yeterince bilgi sahibisiniz. En azından biz öyle zannediyoruz. Ancak, Cuma günkü oturumdaki –hadi diğer meclis üyeleri bir tarafa- kendi meclis grubunuza hitabınız, en küçük eleştiriye tahammül edemeyip, arkadaşlarımızın özel ticari hayatlarını hiç de etik olmayan bir uslup ile kamuyuna faş etmeniz bizlerde bırakmış olduğunuz kanaati fütursuzca tüketti, harcadı. Bunu nasıl yaparsınız? Bunu iki gün geçmesine rağmen hala anlayabilmiş, hazmedebilmiş değilim.

Sizi anlamaya da çalışıyorum. İdare etmek de istiyorum ama ne yaşadığınıuz mahkeme süreci, ne aileniz hakkındaki baskılar, ne belediyeden eksik olmayan müfettişler, ne sizi anlayamayan meclis üyeleri, ne size yardımcı olmayan bürokratlarınız yine de sizin bu şekilde davranmanızın haklılığını göstermez. Sizden tecrübe sahibi belediye başkanı olarak her türlü şartta kontrolü kaybetmeyip, maniplasyonlara takılmayıp, görevinizin gerektirmiş olduğu rolü hakkıyla oynamanızı bekliyoruz. Şeyh Edebali’nin kulakları çınlasın! Nur içinde yatsın! O büyük atamız, tecrübelerini söyledi ve dünyadan göçtü. Şimdi görev bizlerde, en başta da SİZ’de!

Saygılarımla…

İsmail TANIŞMAN
AKP Meclis Üyesi