Hasan Özbek Yazdı; 23 Nisan

Hasan Özbek Yazdı; 23 Nisan

Yayınlanma:
Güncelleme: 22 Nisan 2015 16:42
Hasan Özbek Yazdı; 23 Nisan

Bugün Devletimizin siyasal rejimi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 95’nci yıldönümüdür.

95 yıl önce bugün, 23 Nisan 1920’de büyük kurtarıcı Atatürk’ün insan üstü çabaları ile, Türkiye Büyük Millet Meclis’i millet kaderinin her zamankinden daha karanlık günlerde, Ankara’da bir milli meclis toplayarak Anadolu ihtilalini Milli İrade temeline dayandırıp ona hak ettiği meşrutiyeti kazandırmak, o günün şartları içinde insan aklının kabul edebileceği işlerden değildi. Nitekim Atatürk’ün bu yoldaki çalışmaları, işgal devletlerine karşı mücadeleye devam edilmesi konusunda birleşen vatanperver çevrelerinde dahi tereddütler uyandırmış ve Atatürk’ün davetine Anadolu illerinin birçoğundan gelen cevaplarda temsilci seçimi için ortamın uygun olmadığı ileri sürülmüştür.

Fakat bu çekimserlikler, milli iradeyi başlangıçtan beri bütün icraatının temeli sayan Atatürk’ün azmiyle yenilmiş ve Büyük Millet Meclisi nihayet 23 Nisan 1920’de 120 temsilciyle toplanabilmişti.

Bu meclis, Atatürk’e göre “Denetleyici ve İnceleyici Mahiyetince bir mebussan meclisinden ibaret değildi” Meclis yalnız kanun yapmakla yetinmeyecek, yalnız milli mukadderatı izlemekle kalmayacak, kuvvetler birliği prensibi uyarınca bütün sorumluluğu üzerine alarak her işi fiilen yürütecekti. Meclis bütün millet işlerine doğrudan doğruya vaziyet edecekti.

Böylece 23 Nisan 1920’de yurdun dört bir yanından, çoğunluğu birbirini tanımayan, birbirinin görüş ve inançlarını paylaşmayan insanların Ankara’da toplanmalarıyla Büyük Millet Meclisi kuruldu. Bir bakıma birbirinin tamamen karşıtı fikirlerinin temsil imkanını bulduğu bu topluluk ilk bakışta bir tezatlar birleşimi olarak görülüyordu.

Mecliste ilerici guruplar olduğu gibi muhafazakâr guruplar da vardı. Bir yanda Cumhuriyetçiler, diğer yanda saltanatçılar hatta hilafetçiler oturuyordu.

Bütün bu endişeler, bu dış ve iç düşmanlar bir tek adamın ve ona inanmış bir avuç arkadaşının azmi, soğuk kanlılığı ve cesaretiyle doğan, git gide genişleyen, git gide kuvvetlenen bir inanç ortamında yenilebilmiştir. Birinci meclis bir “Tezatlar Meclisi” olabilir. Fakat birinci meclis millet kaderine hakim bir topluluğu bütün tezatlarına rağmen, kuvvetli bir liderlik altında nasıl yapıcı bir kuvvet haline gelinebileceğinin de inkar edilmez bir örneğidir.

Milli Egemenlik günü olan 23 Nisan’ın ayrıca Çocuk bayramı olarak kutlanışının sebebi, Yeni Türkiye’nin kurucularının bu “Örneği” kendilerinden sonra gelecek kuşaklarına hatırlatmak isteyişinde aramak gerekir.

YARININ YÖNETİCİLERİ ÇOCUKLARDIR diyerek onlara emanet eden Ulu Önder Atatürk’ün gençleri dün olduğu gibi bugün de vatanı korumaya azimlidirler.

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.