Mekke,Medine Tamam da, Isparta ne oluyor?

Zaman Gazetesi yazarı İbrahim Öztürk'ün ekip başı Isparta Vali'sini anlatan yazısı.

Yayınlanma:
Güncelleme: 06 Şubat 2012 14:18
Mekke,Medine Tamam da, Isparta ne oluyor?

Bu hafta sonunu TUSKON'a bağlı Antalya Girişimci İşadamları Derneği'nin (AGİD) davetlisi olarak Antalya'da idim.

Tıpkı İstanbul merkezli Anadolu Aslanları İşadamları Derneği'nde (ASKON) bu hafta yaptığımız gibi '2012'de dünya ve Türkiye ekonomisinde beklentiler ve işadamlarının alması gereken pozisyonu' tartıştık.

AGİD'in toplantısına Antalya, İsparta ve Burdur'dan yoğun işadamı katılımı vardı. Hele İsparta'nın katılımından bilhassa bahsetmek gerek. Bir kere konuşmada panel arkadaşım Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü, işletme profesörü Hasan İbicioğlu, beraberindeki tam 17 fakülte dekanı ile katıldı. Keza Isparta'nın çok sevilen 'bilge' valisi sayın Memduh Oğuz da heyette idi. Isparta Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bedri Ayhan ve birçok işadamı da katıldı. Toplantıya katılan Burdur Üniversitesi Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nin rektörü Mustafa Saatçi de İsparta Üniversitesi ile iyide ve güzelde ortaklaşa rekabete girmiş durumda.

Program bilhassa Sayın Vali'nin bilgece katkılarıyla tam bir kültür ve ilim şölenine dönüştü. Tabii bu birlikteliğin altına imza atan Antalya'nın öncü işadamı, hizmet insanı Nevzat Ayvacı 'abi'ye kocaman tebrikler ve şükranlar. Aslında Antalya'da İsparta konuştuk desek yeridir.

Vali ve Rektör Bey'in Isparta ile ilgili hayalleri insanı heyecanlandırıyor. 'Mekke-Medine-Kudüs, sonra Isparta gelir' sözü ona ait. Yani ne demek? 'Ben bu üç şehirden sonra İstanbul gelir diye bilirdim.' diyorum. 'İlk üçü sabit, dördüncü değişken, ispat etmek şartıyla herkes kendi şehrini dördüncülüğe yerleştirebilir.' diyor. Sonra katılımcıların herbirinden bir katkı geliyor.

'Gül sana neyi hatırlatıyor?' diye soruyorlar. Tabii ki insanlığın efendisi Peygamberimiz'i. Isparta'nın gülleri 'Efendimiz' kokarmış! Gül Vadisi geliyor. Tam bir gül turizmi başlayacak. Sonra bir başkası devreye giriyor, 'Asrın inleyen çilekeşi, boşuna Barla'yı ve o noktayı seçmedi.' diye ekliyor. İnanç ve kültür turizmi de yolda demektir.

Ancak onların hayali adeta bu ili Cambridge gibi, Boston gibi bir 'okullar külliyesi' haline getirmek. Şehre kirli sanayi sokmayacaklar. Çevreye duyarlı, tarım, sebze ve meyvecilik. Eğitim, inanç ve sağlık turizmi önemli. Bunu yapmaya gerçekten muktedir gördüm onları. Zira yurtdışında eğitimini tamalayıp gelen ve Anadolu'nün kök değerleriyle doku uyumunu sağlamış yeni bir beyin ve vicdan işe el koymuş. Türkiye'nin hantal, yaşlı, ideoolojik üniveristelerine inat, Anadolu devriminin vazgeçilmez bir bileşeni olarak bu genç üniversiteler gümbür gümbür geliyor.

Baksanıza, Uluslararası Antalya Üniversitesi öğrenci çekmek için Afrika tanıtımlarına gittiğinde 'Burada rakibiniz Harvard, ama biz, siz Türkleri tercih edeceğiz.' diyorlarmış. Öyle ya Antalya zaten marka. Dünyanın en çok ziyaretçi çeken dördüncü şehri.

Bir şey kesin, biz şefkat, saygı ve muhabbet içinde bir takım oyunu kurduğumuz zaman önümüzde kimse duramaz. Isparta mükemmel bir saat gibi valinin önderliğinde sinerji oluşurup kenetlenmiş. Vali bey başlarında, Afrika açılımları yapıyor ve yükselen Türkiye'ye yurdun o köşesinden omuz veriyorlar. Şehre hapsolmuş, çaresizlik psikolojisi içinde kaderlerini beklemiyor, krize aktif tepki veriyolar. Fetihçi bir milletin evlatları olarak dünyayı kendilerine yurt ediniyorlar, hicret destanlarında bereket arıyorlar.

Kış soğuğunda Antalya'dan içim ısınarak döndüm. Şubat Soğuğu yok artık!

[email protected] 

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum