Yeni Bedeller Ödememek İçin Hayır Diyoruz

Emekli Deniz Kurmay Albay Bora Serdar, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Isparta’ya gelişinin 87’nci yıl dönümünde halk ile beraber olmak, bu günü daha da anlamlaştırmak için burada olduklarını belirtti.

FETÖ’nün tertiplediği Ergenekon ve Balyoz kumpas davalarında yargılanan sembol isimlerin bir araya gelerek oluşturduğu “Hayırlı Konvoy”, Cumhuriyetimizin Kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Isparta’ya teşriflerinin 87’nci yıl dönümünde gerçekleştirilen tören ve etkinliklerine katıldı.

Anayasa değişikliğiyle ilgili 16 Nisan’da yapılacak olan referandum için bir taraftan siyasi partiler çalışmalar yürütürken diğer yandan da kitle örgütleri çalışmalarına devam ediyor. Son olarak aralarında kumpas davalarında yargılanan isimlerin de olduğu kişiler tarafından halk oylaması için bir ‘Hayır’ kampanyası başlatıldı. Bu kampanya kapsamında ‘Hayırlı Konvoy’ isminde bir etkinlik oluşturuldu.

Bu etkinlikle birlikte kampanyayı başlatan aralarında; Yargıtay’ın Balyoz davası kararının ardından istifa eden emekli Koramiral Atilla Kezek, emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, emekli Tümamiral Semih Çetin, emekli Tümamiral Fikret Güneş, emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen, emekli Deniz Kurmay Albay Bora Serdar, CHP PM üyesi Mehmet Ali Çelebi, AKUT eski Başkanı Nasuh Mahruki ve kumpas şehidi Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar’ın da bulunduğu kişiler Isparta’ya geldi.

‘HERHANGİ BİR SİYASİ KİMLİĞİMİZ YOK’

Emekli Deniz Kurmay Albay Bora Serdar, hiçbir siyasi partiyle, hiçbir kuruluşla bağlantılarının olmadığını, amaçlarının tamamen Balyoz mağduru vatandaşlarla birlikte, daha önceki anayasa referandumunda ‘evet’ oyunun kendilerini getirdiği noktayı herkese hatırlatmak olduğunu söyledi.

Serdar, “1 Mart itibari ile Ankara’dan çıktık. Bugünkü durağımız Isparta. Bu süreç içerisinde uğrayacağımız çok yerler var. Halkla temas halindeyiz, ilişki kurmaya çalışıyoruz. Belli bir maksatla yola çıktık. Herhangi bir siyasi parti ile bağımız yok. Siyasi kimliğimiz yok” dedi.

‘MANEVİ SPONSORUMUZ ATATÜRK’

16 Nisan’da yapılacak referandum için 9 il dolaşacak olan ‘Hayırlı Konvoy’un sürekli olarak sponsorunuz kim diyerek rencide edildiğini ifade eden Serdar, “Manevi sponsorumuz Atatürk, maddi sponsorumuz devletimizin bizlere vermiş olduğu emekli maaşı. Bağımsızlık ve özgürlüğü karakter edinmiş cumhuriyet ve demokrasi aşığı kişileriz. Bu kadar iyi niyetle demokrasi adına bu konvoyu oluştururken, yaptığımız konuşmalardan rahatsız olan bazı köşe yazarları, maalesef bu hareketimizi karalamak, adeta küfür edercesine rencide etmek maksatlı bazı değerlendirmeler yaptığını görüyoruz. Sözde demokrasi adına bu şekilde açıklama yapan şahısların bizi anlamalarını beklemiyoruz. O yüzden bu tür eleştirileri ahlaksızca bulduğumuzu da ifade ederiz.

‘CEVABI HALKIMIZ VERECEKTİR’

Kimin demokrasi adına mücadele ettiğini, kimin demokrasiyi savunduğunu, kimin cumhuriyet ilkelerine saygı ve bağlı olduğunun takdirini yüce milletimiz verecektir. Bizler balyoz ve Ergenekon davalarında yargılanmış askeri şahıslarız. Etrafımızda bizleri destekleyen askeri ve sivil vatandaşlarımız da var. 2010 referandumunda evet ya da hayır tartışmaları yaşadık. Yetmez ama ‘evet’çiler vardı. Bu bir projeydi. O gün evet diyenlerin, nereye geldiğini, nerede yanlış yaptığını, 15 Temmuz kalkışmasında yaşadık ve gördük. Biz o dönemler içerisinde çok acılar yaşadık. Haksızlıklar, adaletsizlikler ve hukuksuzluklar yaşandı. Sadece bizler değil, TSK ve devlet olarak da bazı zafiyetler yaşadık.

GEÇMİŞTEKİ ACILARIN AYNISINI YAŞAMAYALIM

Bu referandumun, geçmişteki referandumda yaşadığımız acıların aynısını yaşayacağız demek için yollara çıktık. Kişiye ya da partiye endeksli bir değerlendirme yapmadan olayın nerelere gideceğini insanlara anlatmak maksatlı bu işe giriştik. Dönüşü olmayan bir yola gireceğiz. ‘hayır’ diyecek birinin ‘evet’ demesi kolay olabilir ama bunun tersi çok zor olacağından karşılaştığımız bütün insanları bilinçlendiriyoruz. Bu uğurda mücadelemize devam edeceğiz. genel olarak baktığımızda halkın büyük bir çoğunluğunun konu hakkında yeterli bir bilgisi olmadığını da gördük. Hayal ettiğimizden biraz daha farklı bir noktaya geldiğimizi gördük. ‘hayır’ diyecek kişilerin biraz daha arttığını görebiliyoruz. Bu anlamda rakamsal olarak ifade etmek pek doğru olmaz. Daha bu olayın halka anlatma aşaması gerçekleşmemiş. Bu konuda bilgilendirdiğimiz halktan aldığımız tepkiler sadece bizim geldiğimiz yönünde” ifadelerini kullandı.