Kadir Uyğun Yazdı: Bir Hataylının Gözünden Hatay

Bayram ziyareti için gittiğim memleketim Hatay’ı ve Hatay’ın sorunlarını kaleme aldım.

Yayınlanma:
Kadir Uyğun Yazdı: Bir Hataylının Gözünden Hatay

6 Şubat sabahı Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremde yıkıma uğrayan ve binlerce kayıp veren 11 kentin başında şüphesiz Hatay geliyor. Depremin üzerinden geçen 147 günün ardından diğer kentlerin bazılarında hayat nispeten normale dönmüş olsa da Hatay’da durum biraz daha farklı.

Enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiği kentte, en büyük sorunlar arasında asbest, susuzluk, çadır yaşamı zorluğu, havaların ısınması ile ortaya çıkan çeşitli hayvanlar ve halen bulunamayan kayıplar yer alıyor.

Havaların ısınmasıyla birlikte kentin kırsal ve merkezi yerleri de dahil olmak üzere hem çadırda, hem de konteyner alanlarında insanlar sivrisinek, yılan ve diğer haşerelerin fazlalığı gibi sorunlarla karışı karşıya. En çok mağdur olduğumuz konulardan biri de temizlik ve içme suyu sıkıntısı.

TELEVİZYON HABERLERİ GERÇEKLERİ TAM OLARAK YANSITMIYOR

Deprem sonrası artık sadece Atatürk’ün değil tüm Türkiye’nin şahsi meselesi haline gelen Hatay’a ilgi fazlasıyla arttı. İnsanlar birçok gelişmeyi televizyon haberlerinden takip ediyor.

Deprem sonrası Hatay'a ilgi artmasının sebebi, depremin etkilerini görmek ve desteklemek isteyen insanların duyarlılığı olabilir. Ancak, televizyon haberlerinin sadece belirli ilçelerde ve belirli yerlerdeki görüntüleri yayınlaması Hatay'ın tümü için normalliğin geri döndüğü algısını yaratıyor olabilir.

Gerçek şu ki, depremin etkilediği bölgelerin tamamında hayat hâlâ normale dönmemiş durumda. Yıkılan evlerin onarılması, hasarlı binaların güvenli hale getirilmesi ve sosyal ve ekonomik altyapının yeniden inşası gibi birçok zorlu süreç devam ediyor. Bu süreçlerin tamamlanması ve depremin etkilerinin tamamen giderilmesi çok uzun zaman alabilir.

Bu nedenle, Hatay'da halen birçok kişi deprem sonrası zorlu koşullar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Destek ve yardım ihtiyaçlarının devam ettiği de unutulmamalıdır. Herkesin Hatay'da yaşananları ve deprem sonrası süreçleri daha gerçekçi bir şekilde anlaması önemlidir.

Yaklaşık 1200 kişinin kaldığı alanda 6 tuvalet, 12 tane de banyo var. Yeni tuvalet ve banyoların da kurulmaya başlandığı çadır kentte tam manasıyla ilaçlama yapılmıyor. Bu alanların dezenfekte edilmesi, alanın ilaçlanması gerekiyor ama neredeyse hiçte yapılmamış gibi duruyor.

Ayrıca tanker suları gelip depolara konuluyor ama herhangi bir klorlama yok. Gerekli önlemler alınmazsa havaların ısınması sıcaklığın artmasıyla hastalıklar çoğalacak uyuz vakaları artacaktır.

MEZARLIKLARIN BAKIMI YAPILMIYOR

Depremde vefat eden annemin kabrini ziyaret etmeye gittiğimde gördüğüm manzara karşısında şoka uğradım. Tam 147 günün sonunda mezarlıkların bazıları hala depremden hasar almış, kırık ve açık şekildeydi. Sivrisineklerin en yoğun olduğu yer mezarlıklardı. Aileler maske takarak dualarını etti. İlaçlamalar yapılmalı ve mezarlıkların bakımına önce önem verilmelidir.

FIRSATÇILIK ÇOK FAZLA

Sorunlar sadece devletin veya belediyenin yapabileceği şeylerle sınırlı değil. Benimle beraber bu depremi yaşayan fırsatçı Hataylılar da en büyük sorunlar arasında yer alıyor. Şehri terk etmek zorunda kalan ve geri dönmek isteyen Hataylılar ev fiyatları yüzünden kendi memleketinde misafir hale gelmiş durumda.

Ev fiyatları İstanbul, Antalya, Ankara gibi büyük şehirlerle yarışıyor. Galiba insanı en çok üzende, böyle bir durumda bile bizi en çok anlayacak insanların fırsatçılık yapması oluyor.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI PERİŞAN

Kentte nitelikli sağlık emekçileri var ancak çalışanlar uygun bir çalışma çizelgesiyle hizmet vermeye yönlendirilmiyor. Sağlık emekçileri ile sorunlar ve çözüm üzerine konuşulmuyor, sürece dahil edilmiyorlar. Barınma ve beslenme konusunda birçok eksiklik söz konusu. Yemekler sağlıksız ve doyurucu değil. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin barınma sorunu da çözümlenebilmiş değil. Sağlık çalışanları hijyensiz ortamlarda muayene ve ameliyat yapmak zorunda kalıyorlar.

İŞ MAKİNELERİ DURMUYOR

Bunca sorunun ardından iyi şeyler de olmuyor değil. Yıkımın en çok yaşandığı Antakya’da çoğu binanın molozları temizlenmiş ve hayalet şehre dönüşmüş durumda. İş makineleri hiç durmuyor, moloz kaldırma ağır hasarlı ve hasarlı binaları yıkma işlemleri hız kesmeden devam ediyor.

ISPARTALILARA BİR TEŞEKKÜR BORÇLUYUZ

Isparta halkı depremde ve depremden sonra Hatay’ı yalnız bırakmayarak diğer şehirlere örnek oldu. Herkesin elinden ne geliyorsa yaptığına ve yapacağına eminim. Benim gibi birçok Hataylıya 2. Memleket olan Isparta’ya teşekkürü borç bilirim.

HER ŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEMEK LAZIM

Çadırlarda Konteynırlarda kalan yerel halk rahatlığa çok alışmış durumda. Hiçbir maddi ve manevi kabı olmayan insanlar oturduğumuz yerden maaş alıyoruz çalışmamıza veya çabalamamıza gerek yok diye düşünüyor.

Memleketimizi devletimizin de desteğiyle el birliğiyle tekrar ayağa kaldırmalıyız. Hatay’ı bizden fazla kimse düşünemez, benim gibi başka şehirlere giden Hatay’a daha güçlü dönmek isteyen ve ailesine bakan birçok insan bulunuyor. En çok biz Hataylılar çalışmalı ve ait olduğumuz yere dönmeliyiz.

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.