2016- 2017 Eğitim- Öğretim Yılının ilk dönemi sona erdi. Yoğun ve stresli günleri geride bırakan öğrencilerin bir kısmı alacakları notların heyecanını duyarken bir kısmı da endişe ve korku yaşadı. Çocukların yaşadığı bu kaygının sebebi de ailenin göstereceği tepkiden kaynaklanıyor.
Ailelerin en büyük sorumluluğunun hayatı seven, insanları seven, sorumluluk almayı seven, başarının peşinde koşan bir çocuk yetiştirmek olduğunu ifade eden SDÜ Hastanesi Psikoloğu Tuncay Matır, ailelerin tutumlarının çocukları olumsuz etkilediğini belirtti. Özellikle okul başarısızlığının yalnızlık, arkadaş ilişkilerinde başarılı olamama, küçük düşme gibi sebeplerin çocuklarda olumsuz sonuçlar oluşturabileceğini söyleyen Matır, depresyon, anksiyete bozuklukları, manik depresif bozukluk ve şizofreni gibi pek çok ruhsal hastalığın ilk patladığı dönemin de bu dönemlerde olduğunu vurguladı.
Karne Bir Uyarı Belgesidir
Karneyi aslında çocuğun başarısından ziyade derslerindeki bazı eksikliklerinin olduğunu göstermek için öğrenciye ve ebeveynlere verilen bir uyarı belgesi olarak değerlendiren Matır, “Başarısızlığa yol açan nedenleri birlikte belirlemeye çalışın. Başarısızlığın kökeninde aile hayatının düzensizliği, TV izleme, anne baba geçimsizliği bulunabildiği gibi okul hayatı, fizyolojik rahatsızlık, zihni kapasite ya da duygusal sorunlardan kaynaklanabilir.” diye konuştu.
Çocuğun Karnesini İnceleyen Anne-Babalar Ne Yapmalıdır?
Anne ve babaların karnedeki notlara dayanarak çocuğu katı bir dille suçlamamaları gerektiğine vurgu yapan Matır, anne ve babaların dikkat etmesi gereken noktalar hakkında şunları kaydetti: “Çocuğunuzun karnesiyle ilgili duygularınızı, çocuğunuzun kişiliğini incitmeden açık ve sade bir şekilde anlatın. Kardeşi, arkadaşı ve komşu çocukları ile kıyaslamayın. Bu çocukların hoşuna gitmeyen bir davranıştır. Çünkü her çocuğun kapasitesi farklıdır. İyi notlarının yanında zayıf notlar almasının da normal olduğunu ve bu durumu çalışarak durumunu düzeltebileceğini açıklayın. Çocuğunuza her zaman güvendiğinizi ve yanında olduğunuzu hissettirin. Kendinizi onun yerine koymaya veya onun yaşında yaşadıklarınızı hatırlamaya çalışın, neden okuması gerektiğini anlatın. Geçer not almak için değil, öğrenmek için çalışması gerektiği üzerinde durun. Siz anne-babalar ders çalışma ile ilgili çocuğunuza örnek olun. Unutmayın ki sizler çocuğunuz için en önemli örneklersiniz.”