ISUBÜ, Uluslararası Tıbbi Sülük Sektörü Web Semineri Başladı

ISUBÜ, Uluslararası Tıbbi Sülük Sektörü Web Semineri Başladı

ISUBÜ tarafından 24-25 Şubat 2021 tarihlerinde tıbbi sülük sektörünün, alanında uzman akademisyen ve yetkililerin konuşmacı olarak yer alacağı “Uluslararası Tıbbi Sülük Sektörü Web Semineri” başladı. Web seminerinin açılışı ISUBÜ TV’den canlı olarak yayınlandı.

Açılış konuşmasını ISUBÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Diler’in yaptığı Uluslararası Tıbbi Sülük Sektörü Web Semineri açılışına Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Mustafa Altuğ Atalay, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü  Dr. Nevzat Birişik,

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanı Dr. Mehmet Zafer Kalaycı,  Türkiye ve yurtdışındaki üniversitelerin akademisyenleri, kamu kurumlarının temsilcileri,  öğrenciler, Tıbbi sülük sektörünün paydaşları, toplayıcıları ve yetiştiricileri katılım sağladı.

UYGULAMALI EĞİTİMDE ORTAK AKIL 

ISUBÜ Rektör Diler, 2018’de kurulmuş olan ve “Uygulamalı Eğitimde Ortak Akıl” mottosuyla yola çıkan Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nin kurucu Rektörü olarak düzenlemiş olduğumuz “Uluslararası Tıbbi Sülük Sektörü” web seminerimize hoş geldiniz diyorum. Öncelikle bu web seminerinin düzenlenmesinde emeği geçen Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dekanlığımıza, seminere teknik ve alt yapı desteği sunan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’ya, kendileri ile her daim işbirliği içerisinde olduğumuz ve ülke tarımını bir adım öteye taşıma konusunda sürekli dirsek temasında olduğumuz Tarım ve Orman Bakanlığına ve web seminerine katkı sağlayan akademisyen Hocalarım ile kurum yetkililerine şükranlarımı arz ediyorum.

İki gün sürecek olan seminerde su ürünleri alanında büyük oranda ihmal edilmiş olan, daha fazla sayıda araştırmacı ve akademisyenin üzerinde çalışması gereken, ekolojik ve ekonomik öneme haiz olmalarının yanı sıra geleneksel ve aynı zamanda son zamanlarda modern tıbbın da baş tacı ettiği tıbbi sülükleri konuşacağız. 4 oturum altında yürütülecek olan etkinlikte Türkiye’nin dışında Azerbaycan, Hindistan, İran, İspanya, Kanada, Romanya ve Ukrayna olmak üzere 8 farklı ülkeden konularında uzman 15 akademisyen, araştırmacı ve kurum yetkililerinin sunumları ile tıbbi sülükleri ve sektörü detaylı olarak tanıma imkânımız olacak. Su Ürünleri Mühendisi kökenli bir Rektör olarak, son yıllarda gündemimizde yer alan küresel iklim değişikliğine bağlı olarak gelişen kuraklık sorununun su canlıları üzerine olan etkilerini derinden hissettiğimi ifade etmek istiyorum.

Yağış rejimindeki azalma tıbbi sülüklerin de yaşam sürdüğü sığ yapılı sulak alanlarda kuraklığın etkisinin daha hissedilir şekilde yaşanmasına neden olmaktadır. Daha önce sülük bulunan ve yöre halkının da “Sülüklü Göl” olarak isimlendirdiği bazı sulak alanların tamamen kuruduğu, bazılarının da gerek derinleştirme çalışmaları gerekse sülüklerle beslenen balık türlerinin ortama aşılanması sonucunda sülüklerin yok olduğunu görmekteyiz. Tüm bu süreçler bizlere sucul canlı kaynaklarımızın korunması ve gelecek nesillere aktarılması noktasında su kaynaklarımızı bütünleşik bir yaklaşım çerçevesinde ele almamız gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır.

Tarihsel kökenini araştırdığımızda sülük kullanımına ilişkin ilk kayıtların günümüzden tam 5.100 yıl öncesine Eski Mısır medeniyetine dayandığını görmekteyiz. İnsanlık tarihinin dönüşümünde önemli bir eşik noktası olan İslam Medeniyetinde de sülüğün Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) tarafından tavsiye edildiği ve böylelikle Tıbb-i Nebevi’deki yerini aldığı görülmektedir. Her ne kadar kökeni uzun bir geçmişe dayansa da sülüklerin modern tıptaki yerini yakın zamanda almaya başladığı görülmektedir.

2004’te Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi’nin plastik cerrahide sülük kullanımına onay vermesi sülüklerin modern tıptaki yerini almasında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Ülkemizde ise 2014’te yürürlüğe giren ve sülük tedavisi dahil toplam 15 geleneksel tedaviyi kapsamı içine alan “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği” yani GETAT yönetmeliği Türkiye’deki sülük sektörünün önemli ölçüde şekillenmesine yol açan bir düzenleme olmuştur. Tedavide kullanılacak olan sülüklerin steril koşullarda üretim yapan ruhsatlı çiftliklerden karşılanmasını zorunlu kılan yönetmelik yayınlandığında Türkiye’deki ruhsatlı tıbbi sülük çiftlik sayısı 2 iken şu an bu sayı resmi kayıtlara göre 8’e ulaşmış durumdadır.

Konuşmamın başında da değindiğim gibi, sülük alanında araştırma yapan akademisyen sayısının az olması şu an sülük sektöründe ihtiyaç duyulan birçok araştırmanın gecikmeli olarak yapılmasına neden olmaktadır. Bu durum, sülük üretiminde halihazırda yaşanan birçok teknik sorunun üretimi rantabl boyuttan uzaklaştırmasına neden olabilmektedir. GETAT yönetmeliği öncesinde ehil olmayan kişilerce asgari steril koşulları sağlamayan ortamlarda kaynağı belirsiz sülüklerle yapılan sülük uygulamasına başta hekimler olmak üzere halkımızın önemli bir kesimi haklı olarak temkinli yaklaşmakta idi. 

RUHSATLI SÜLÜK ÇİFTLİKLERİ 

Dünya Sağlık Örgütü’nün de örnek olarak gösterdiği GETAT yönetmeliği Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilmiş eğitim kurumlarında sülük tedavisi eğitimi almış hekimlerin hastane veya kliniklerde sadece ruhsatlı sülük çiftliklerinden temin edilen sülüklerle steril koşullarda tedavi yapmasını öngörmektedir. Öncelikle bu yönetmeliğin hazırlanmasında emeği geçen ve web seminerimizin ikinci gününde bir sunum gerçekleştirecek olan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanı Sayın Dr. Mehmet Zafer Kalaycı Bey’i ve ekibini tebrik etmek istiyorum. Kadim kültürümüzde önemli bir yer tutan geleneksel tedavi metotlarının bilimin ışığında yüksek standartlarla halkımızın hizmetine sunulması son derece önemli ve cesur bir adımdı.

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi olarak ilgili bölümlerimizle bu uygulamaların yaygınlaştırılması ve bu doğrultuda gereksinim duyulan bilimsel çalışmaların yürütülmesi noktasında donanımlı ve hazır olduğumuzu bildirmek istiyorum. Eğirdir Su Ürünleri Fakültemiz bünyesinde tıbbi ve aromatik bitkilerin su ürünleri hastalıkları üzerine etkilerinin yanı sıra bu toplantının da konusunu teşkil eden tıbbi sülüklerin üretiminde karşılaşılan sorunların giderilmesi ve sülük popülasyonlarının sürdürülebilir yönetimi kapsamında yapmakta olduğumuz araştırmaları daha detaylı boyutta yürüteceğimizi ifade etmek istiyorum. Tam da bu noktada, siz değerli katılımcılara ülkemiz için bir ilk olma özelliğindeki Tıbbi Sülük Uygulama ve Araştırma Merkezimizin iki önce Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiği bilgisini paylaşmak istiyorum.

Merkezimizde başta sahada karşılaşılan sorunlara dönük uluslararası eğitimler, lisansüstü eğitim programları ve bugün ilkini icra ettiğimiz uluslararası bilimsel etkinlikler düzenleyecek olmamızın yanı sıra sülüğe ilişkin Ar&Ge çalışmalarını multidisipliner bir yaklaşımla uluslararası düzeyde yürüteceğimizi ifade etmek istiyorum. Bu noktada sizlerin sunacağı her türlü katkıyı önemsediğimizi, birlikte çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ve bu semineri bu alandaki hedeflerimize giden yolun anlamlı bir başlangıcını ve sinerjisini oluşturmasını diliyorum.  Sülüğe olan talebin gün geçtikçe artması, buna karşın yetiştiricilik yoluyla henüz istenilen düzeyde üretim hacminin oluşamaması doğadaki tıbbi sülük popülasyonları üzerindeki av baskının da giderek artmasına neden olmaktadır.

ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİNE HER ZAMAN KAPIMIZ AÇIK 

 Yürütülen bilimsel çalışmalar sulak alanlarımızın çoğunda sülük yoğunluğunun önemli düzeyde azaldığını ve maalesef bazılarında ise sülüğün artık bulunmadığını ortaya koymaktadır. Sülükler, nesli tehlike altında olan canlılar kategorisinde değerlendirilmekte ve bu nedenle uluslararası ticaretleri “Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme” (CITES) kapsamında yürütülmektedir. Bu yönüyle baktığımızda sülüğün dünya ölçeğinde bir ekonominin şekillenmesine de öncülük ettiğini görmekteyiz. Yasadışı yollarla ülkemizden kaçırılan ve hatta son zamanlarda ülkemize sokulmak istenen sülüklerin gümrük muhafaza birimleri tarafından da titizlikle takip edildiğini görmekteyiz. 

Doğadan toplanan sülüklerin uluslararası ticaretinde %80 gibi yüksek bir paya sahip olan Türkiye’nin bu alanda lokomotif ülke konumunda olması bizlere ağır bir sorumluluk yüklemektedir. Bu sorumluluğu üstlenen Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi olarak tıbbi sülük sektörünün alanında uzman akademisyen ve yetkililerin katıldığı uluslararası bir toplantıda ele alınması gerektiğinden hareketle şu an açılışını gerçekleştirdiğimiz “Uluslararası Tıbbi Sülük Sektörü Web Seminerini” tertip etmiş bulunmaktayız. Gerek iki gün boyunca yapılacak sunumlarda gerekse kapanış değerlendirme toplantısında tıbbi sülüklere yönelik uluslararası düzeyde bir yol haritası çizileceğine olan inancım tamdır. Konuşmacılardan ve katılımcılardan konunun etraflıca ele alınması ve somut önerilerin ortaya konması en büyük temennimdir.

Toplantının başarılı geçmesini, uluslararası boyutta ortak proje ve çalışmalar için bir zemin oluşturmasını diliyorum. İnsanlık yararına ve bilimin bir adım ileriye taşınmasına yönelik her türlü uluslararası işbirliğine kapımızın sonuna kadar açık olduğunu belirtmek istiyorum” dedi.

SU ÜRÜNLERİNDE DÜNYADA SAYILI ÜLKELER ARASINDAYIZ 

Ülkemizin su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada sayılı ülkeler sıralamasına girdiğini belirten Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı, Su Ürünleri ve Balıkçılık ve Genel Müdürü Dr. Mustafa Altuğ Atalay, “Ülkemiz su ürünleri yetiştiriciliğinde çupra, levrek alabalık da olduğu gibi özellikle tıbbı sülük açısından da önemli gelişim içindedir. Tıbbı sülük artış göstermiş ve yetiştiricilik için müracaatlar artmaya başlamıştır. Ülkemizde 8 adet sülük yetiştiriciliği tesisi mevcuttur. Tıbbi sülük doğal popülasyonun korunması ve üretimin artırılması temel hedefimizdir. 

Su ürünleri yetiştiriciliği ve sülük açınsan çok değerli bulduğum çalışma toplantısı için dünyanın çeşitli ülkelerinden katılan uzmanlara ve ülkemizden çeşitli sektörlerden katılan bilim insanlarına ISUBÜ’YE ve Su Ürünleri Fakültesine Bakanlık ve Genel Müdürlük adına teşekkür ediyorum” dedi.  

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel GUTU da kısa bir konuşma yaparak katılımcıları selamladı.  

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Dr. Mustafa Ceylan, Web seminerinin kapsamı, hedefleri ve beklenen çıktılar konusunda katılımcıları bilgilendirdi.

ISUBÜ, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) , Tarım ve Orman Bakanlığı işbirliğinde gerçekleştirilen web seminerine Türkiye dışında Azerbaycan, Hindistan, İran, İspanya, Kanada, Romanya ve Ukrayna olmak üzere 8 farklı ülkeden konularında uzman 15 akademisyen, araştırmacı ve kurum yetkilileri tarafından sunumlar gerçekleştirilecek. Seminerde tıbbi sülük popülasyonlarının güncel durumu, tıbbi sülük yetiştiriciliği, toplayıcılığı, uluslararası ticareti, sülük alanında yürütülen araştırma projeleri ile sülüklerin tıpta kullanımı konuları ele alınıyor. Halka da açık olan seminere ağıdaki erişim bilgileriyle kayıt yapılarak katılım sağlanabiliyor. 

 

İlk yorum yazan siz olun
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Isparta Haberleri