Bu Hikayede Hüzün, Azim ve Umut Bir Arada

Hayata Tutunmak İçin Başlayan Merak ''Medeniyetler Koleksiyonu''na Dönüştü

Yayınlanma:
Güncelleme: 03 Ağustos 2019 10:18
Bu Hikayede Hüzün, Azim ve Umut Bir Arada

Eşi, oğlu ve kan bağı olan akrabalarını erken yaşta kanser hastalığı nedeniyle kaybeden Raziye Balcı, doktorun 'doğaya; temiz havaya git' önerisini dinledi. Hayata bağlanmak için biriktirmeye başladığı antika eserlerden Etnografya Müzesi kurdu. Kanser ile mücadele için de doğal meyve, sebze yetiştirip yöreye özgü ve sağlıklı ürünler hazırlıyor.

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Genç'in yürütücülüğünü yaptığı ''Isparta'nın Somut Olmayan Kültürel Mirasın Tespiti Projesi''nin önemli 'kaynak kişilerinden' biri olan I. Sınıf Terzi Raziye Balcı, kurduğu Etnografya Müzesi'nde ''Yörük Kültürü''nün çok önemli ögelerini sergiliyor.

Özellikle Sütçüler ve çevresinin kültürel miras eserlerini muhafaza eden ve gelecek kuşaklara aktarılması bağlamında fikir üreten, emek veren ve çaba harcayan Raziye Balcı, yöresel yemek kitabı üzerinde de çalışıyor.
49 yaşında eşini, 20'li yaşlarda iken oğlunu ve kan bağı olan akrabalarının önemli bir dilimini kanser nedeniyle kaybeden Balcı, hayata tutunmak için başladığı kültürel miras ögeleri koleksiyonunda bir nosyon da yükleniyor.



KÜLTÜREL MİRAS KEŞİF YOLCULUĞU
Balcı, eşsiz bilgiler içeren ama unutulmaya yüz tutan malzemeleri kurduğu Etnografya Müzesi'nde yeni nesillere anlatmaya çalışıyor. Boğazköy'de (Sütçüler) yalın, destansı bir keşif yolculuğu sunan Raziye Balcı, 2000'de başladığı bu serüveni şöyle anlatıyor:

''7 yaşından beri tarihi nesnelere meraklı bir insandım. Aile yadigârı objelerim vardı. Eşim, oğlum, babam ve daha birçok kan bağı taşıyan yakınlarımı kaybettikten sonra önemli bir sağlık sorunu ile karşı karşıya kaldım. Tıp Doktoru bana ''doğaya, temiz havaya git'' dedi. Bu öneriyi yaşam tarzı hâline dönüştürdüm ve İstanbul'dan Sütçüler'e; Boğazköy'e döndüm. Ben İstanbul'da I. Sınıf Terzi idim. Türkiye'nin en önemli sanatçılarının giyeceklerini ben dikiyordum.

Raziye Balcı Etnografya Müzesi'nin temeli işte 2000 yılından itibaren atılmaya başlandı. Başlangıçta burayı bir ''Hatıralar Odası'' olarak tasarlamıştım. Zira ailemden çok fazla kişiyi kanser sonucu erken yaşta kaybettim. Onların hatıralarını yansıtan fotoğrafları büyütüp, çerçeveletip buraya asıyordum.



Ancak söylediğim gibi aile yadigârı objelerim de vardı. Burayı Sütçüler'in o dönem ki Kaymakamı ve Belediye Başkanı Etnografya Müzesi hâline dönüştürmem gerektiği yönünde fikir verdiler 2016 yılında.

Zira zaten acı kayıplarımdan sonra hayata tutunmak ve kanser ile mücadele etmek için kendime uğraşı alanları yaratıyordum. Bu fikir bana ilham verdi. Sütçüler'in özellikle kırsal bölgelerini gezmeye başladım. Köylere gittim, insanları dinledim. Somut olmayan kültürel ögeleri çektim. Yaşantılarını, giysilerini, kültürlerini öğrendim. Paylaştım.

Daha sonra eşya satın almaya başladım. Bu noktaya kadar getirdim. Şu an Raziye Balcı Etnografya Müzesi'nde toplamda 3 bin parçadan oluşan kültürel miras bulunuyor.

Amacım geçmişten geleceğe ''Yörük Kültürü''nü aktarmaktır. Yeni nesillere bu medeniyeti görerek, dokunarak, hissederek, yaşayarak anlatmaktır.''



3 BİN PARÇA MİRAS ESER VAR. 8 BİN KİŞİ GEZDİ
Boğazköy'de 2 katlı evinin 100 metrekarelik bölümünü Etnografya Müzesi'ne dönüştürdüğünü anlatan Raziye Balcı, içeriğini ise şöyle paylaştı:

''Öncelikle şu bilgiyi paylaşmalıyım: 'Burada bulunan 3 bin parça malzemenin tamamı Sütçüler ve çevresine aittir. Aile yadigârı olan ürünlerin dışındakilerinin tamamını satın aldım. Ama son zamanlarda, buraya oluşan ilgi sayesinde halkımız da evindeki parçaları getirip bize hediye etmeye başladı.

Buradakiler bir obje ama yaşantıları anlatıyor. Medeniyetlerden izler taşıyor. Örneğin 200 yıllık hamur teknesi var. El emeği, göz nuru ile ağaçtan yapılan kaşıklar var. Asırlarca kullanılmış. Şu an dâhi kullanabilirsiniz. Doğal, saf, katışıksız… Ahşaptan tuz kabı, hokka, şinik var.

Kültürüne ait ögeler de bulunuyor. Örneğin 200 yıllık olduğu ifade edilen tef var. Çivileri ağaçtan yapılmış. Ahşap çiviler dâhi gördüğünüz üzere duruyor ve işlevini eda ediyor.

Bakır kap, kacak, halı, kilim, çuval, ahşap ayran dövme aletleri, deli tuluk Etnografya Müzesi'nin eşsiz parçaları arasındaki yerini alıyor.



Raziye Balcı Etnografya Müzesi'nin nadide parçalarından birisi de ev tipi kahve öğütme makineleridir.

Hepsi el yapımıdır. Kahve çekirdeklerini toz hâline getiren sistemler bunlar. Ne hazin ki bunlar şu an kullanılmıyor.

Ve orijinal yöresel giysiler var. Pullu yazma var. Annem gelin gelirken bu pullu yazmayı kullanmış. Yine annemin aynalı gelin çeyiz sandığı da sergilenen kültür mirası parçalarından biridir.

Etnografya Müzesi açılalı 3 yıl oldu. Bu süreç içerisinde toplamda 8 bin kişi ziyaret etti. Türkiye'nin dört bir köşesinden buraya gezmeye geliyorlar. Hatta Yeni Zelanda uyruklu bir çift de buraya gezmeye gelmişti.

Müze ücretsiz. Ben bu işi gönülden yapıyorum.''

SÜTÇÜLER'E ÖZGÜ LEZZETLERİ YAŞATMAK İÇİN
YEMEK TARİFLERİ KİTABI ÇIKARMAK İSTİYORUM
I. Sınıf Terzi Raziye Balcı, Sütçüler ve çevresine özgü 100 farklı yemek tarifi bildiğini de söylüyor. Sütçüler'e özgü yemeklerle ilgili herhangi bir kaynak bulunmadığını dile getiren Balcı, şöyle diyor:




''Son kaynak benim. Ve ben 'Son Usta' olmak istemiyorum. Sütçüler'in değerlerinin yok olup gitmesine gönlüm razı değil.

''Hürmeli'', ''Koca Aşı'', ''Sarı Burması'', ''Katmer'' başta olmak üzere Sütçüler'e özgü yemekler biliyorum.

Hatta şu an onları yapıyorum. Geçen günlerde bu ürünleri yaptım, Macaristan, Danimarka, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya'ya özel kaplarda götürdüler.

Bu miras lezzetlerin unutulmaması, gelecek kuşaklara aktarılması için kitap çıkarmak istiyorum. En büyük tutkularımdan biri Sütçüler'e Özgü Lezzetler Kitabı çıkarmaktır.''

KANSER İLE SAVAŞMAK İÇİN DOĞAL ÜRÜN YETİŞTİRİYOR
Boğazköy'de ata yadigârı topraklarında meyve ve sebze yetiştiren Balcı, ''kanserden çok canı yanmış bir kişi olarak tek bir damla dâhi kullanmıyorum. Kanserle savaşıyorum. Sağlıklı, doğal ürünlerle beslenme kültürü için farkındalık yaratmaya gayret ediyorum. Yetiştirdiğim ürünlerden pestil, reçel, pekmez, tarhana yapıyorum. Ve Dünya'nın dört bir köşesine sipariş yöntemi ile satıyorum. Elde ettiğim gelirle de 10 çocuğa ''eğitim bursu'' veriyorum''

Etnografya Müzesi'nin bulunduğu yerleşkede büyük bir lavanta bahçesi de oluşturduğunu belirten Raziye Balcı, başlangıçta fotoğraf turizmi amaçlı hareket ettiğini söyledi ancak ekledi: ''Kanser ile mücadele bağlamında doğal besine dönüştürmeyi umut ediyorum.''

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.