Bu Mektup Yüreklere Dokundu

SDÜ Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. C. Gökhan Tüzün, geçtiğimiz hafta sonu Isparta - Antalya karayolunda meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Elif Sungur için bir mektup yazdı...

Yayınlanma:
Güncelleme: 22 Nisan 2014 11:07
Bu Mektup Yüreklere Dokundu

Elif melek olmuş öyle mi...

Her zaman ki gibi sıradan bir gündü,

Farklı olan şey, doktora hocamın yıllarca lisans öğrencilerine vermiş olduğu dersi anlatma zamanı benim için gelmişti.

O gün biraz heyecanlıydım, 3. Sınıfların karşına çıkacak, bölümden mezun olabilmek için geçilmesi gereken en zor olan derslerden birini anlatacaktım,

Kendimi sınıfa tanıttım, dersi nasıl işleyeceğimi, neler istediğimi, neler beklediğimi onlara anlattım…
Herkes meraklı ama biraz da şaşırmış gibi beni dinliyorlardı,

İçlerinden bir tanesi, dersi tamamladıktan sonra odama doğru yürürken yanıma yaklaştı ve;

“Hocam müsaitseniz sizinle biraz konuşabilir miyiz” dedi,

“Tabi” dedim, odama girdik beraber, ayakta bekliyordu biraz heyecanlı duruyordu…

“Otursana” deyip,

“Nedir mesele” dedim,

“Dersle ilgili gelmedim hocam, ben 4. Sınıf öğrencilerinden Elif Sungur, bu dersten geçen sene başarısız oldum ama bu sene geçeceğim inşallah” dedi,

Bende başımı gülümseyerek sallayıp kendisini dinlemeye devam ediyordum,

“Ben sizden mezuniyet bitirme tezimi almak istiyorum, eğer söz verdiğiniz başka bir öğrenci arkadaşım olmadıysa..”

Daha önce 4. Sınıfların dersine girmediğim için kendilerini tanımıyordum, dolayısıyla Elif’i de tanımıyordum..

“Neden beni seçiyorsun ki, beni tanımıyorsun, tanıdığın bildiğin bir hocayla çalışırsan senin için daha iyi olur…”

“Diğer hocaları az çok tanıyorum, sizin derste bizimle olan diyalogunuz bana güven verdi, o yüzden uygun görürseniz, beni seçin…”

Duyduklarım o an beni mutlu etmiş olacak ki gülümseyerek “tamam” dedim,

“Biraz düşüneyim sana ilerleyen haftalarda konunu söylerim, beraberce hazırlarız çalışmanı...”

3-4 hafta sonra konusunu kendisine söyledim, nasıl kaynak taraması yapacağını anlattım, gülümseyerek “tamam” dedi..

İlk dönem derslerinin yoğun olduğunu ikinci dönem konusuyla ilgili çalışmalarını yapıp bana geleceğini söyledi,

Ben gene tamam dedim Elif’e..

Güz dönemi bitmiş, “Elif” geçen sene başarısız olduğu dersi hakkıyla geçmişti..

Bahar yarıyılı başlamış ama Elif ortalarda yoktu,

“Arkadaşlarıyla haber gönderiyordum, görürseniz bana uğrasın zaman azalıyor…”

Elif bir gün çıkıp geldi,

Biraz utangaç, biraz telaşlı konuşmaya başladı,

“Ben sizin istediğiniz gibi konumla ilgili yeteri kadar kaynak bulamadım” dedi,

“Önemli değil Elif ben sana kaynak veririm, Sen neden gelmiyorsun…
Ben öyle hazırladığın konuyu görmeden sunum yapman için seni o sahneye çıkartmam..”

Ben öyle deyince endişesi biraz daha arttı,

“Ben zaten çok korkuyorum sunum yapmaktan, geçen sene gördüm hocalar devamlı sorular soruyorlardı, ben çok heyecanlıyım endişe ediyorum..”

“Elif’cim dersimize iyi çalışırsak sunumuz da güzel olur, zaten seninle önceden provalar yapacağız, korkma boşuna…””

“Hocam sunum günü (5 mayıs 2014) siz bir yere gitmezseniz değil mi, işiniz falan çıkarsa ben çıkamam, ertelerim vallaha..

“Merak etme ben senin yanında olacağım, al bu kaynakları, müsait zamanlarında oku, sonra gösterdiğim dispozisyonda özetleri çıkar, vizeler sonrası görüşelim…”

Güveni yerine gelmiş, verdiğim kaynaklardan mutlu olmuş, sevinçli bir şekilde vedalaşmıştık,

En son vizeler sürüyorken bir akşam üstü karşılaştık Elif’le..

“Ne yapıyorsun Kara Kız, Vakit azalıyor, Baktın mı kaynaklara????”

“Baktım baktım hocam, hazırladıklarımı en yakın zamanda getireceğim…”

“Sunum tarihinden 10 gün önce getir de, daha sunumunu hazırlayacağız, prova falan derken zaman hemencecik geçer, bak sakın korkma, herkesi şaşırtacağız göreceksin…”

Öyle gülümsedi ki, onu gaza getirdiğimi anlamıştı…

Vizeler 14 nisan günü bizim öğrencilerimiz için sona ermişti ve öğrenci arkadaşlarım genelde vize sonrası ailelerinin yanına giderler biraz moral, birazda enerji toplayıp geri dönerlerdi,

Dün akşam saat 11.15’te telefonum, su içmek için mutfağa girdiğimde titriyordu, halbuki 1 saat önce yine titremiş ama ben o saatte tv karşısında içim geçmiş, kızımın bana “uyuyor musun baba” demesiyle uyanmış, içimin yandığını hissedip mutfağa yönelmiştim…

Geç saatlerde çalan, titreyen telefonlardan oldum olası hiç hoşlanmam, bilirim çünkü hayra çalmazlar genelde..

Arayan okuldan Ayhan arkadaşımdı, yarım uykunun verdiği sersemlik üzerimdeydi,

-merhaba Gökhan, müsait misin, 1 saat öncede seni aradım,

-şeyyyy uyumuşumda, ben şimdi gördüm aradığını, hayırdır, bir şey mi oldu???

Sesinden belliydi bir şey olduğu konuya girmesini bekliyordum,

-gökhan bir kaza olmuş, bir öğrencimiz hayatını kaybetmiş,

- adı Elif Sungur…

Ne, kim, nerde olmuş, Elif kim ya? Hangi Elif ya? Bizim Elif mi? O kimdi ya??

Sersemliğimin üstüne duyduğum bu gerçek, aptallaşmama neden olmuştu…

-Ayhan karadenizli olduğu için lafı evirip çevirmeden dimdirek söylemişti gerçeği,

Ama benim kafamdaki tüm devreler yanmıştı o an,

-bir dakika bir dakika Ayhan nasıl ya, 4. Sınıftaki Elif mi?
Gökhan bizim 4'lerde kaç tane kız var oğlum, Elif Sungur..

Nefesim durdu o an, nasıl ya, benden tez çalışmasını alan Elif öyle mi???

Yok yok olamaz…

Hala inanmak istemiyorum ki, sanki ziraatın diğer bütün bölümlerinde de başka Elif Sungur'lar olmalıymış gibi devam ettim saçmalamaya..

Onun soyadı Sungur muydu Ayhan???

Evet….

Ne yapacağız peki…

Şu an için yapacak bir şey yok Gökhan...

Kapattık telefonu….

“Elif” melek olmuş öyle mi?

Hala şoktaydım,
E sunumuz vardı bizim 5 Mayısta…

Duyduklarıma inanamıyordum,

Hemen internet sayfalarını karıştırmaya başladım,

Bir kaza olduğu gerçekti,

Ve gazete sayfalarında adı yazıyordu…

Hemen üniversitemizin öğrenci bilgi sistemine girip resmine bakma ihtiyacı hissettim,

Hala inanasım gelmiyordu, duyduklarıma, gördüklerime,

Resimli sınıf yoklama listesini tıkladığım an gerçeği anladım…

…………………………….

Çok üzgünüm gerçekten, çok gençti..

Onunla teziyle ilgili konuşmalarımızı düşündüm…

Hep arkadaşlarının karşısında, nasıl heyecanlanmadan sunum yapacağının endişesini yaşıyordu..

Şimdi hepimizden önce diğer tarafa gidip büyük sahnede yerini aldı…

Şaka gibi..

Sana söz veriyorum Elif, öbür tarafta da olsa arkadaşlarına o sunumu bir zaman yapacağız,

Ruhun şad olsun Kara Kız….

Melekler içinde uyu….

Hoşçakal…


Cevdet Gökhan TÜZÜN
20 Nisan 2014

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum